Bazen bir satır, bazen bir paragraf kendimizi, içinde yaşadığımız dünyayı açıklamada yığınlarca kitabın, günlerce yapılan konuşmaların, yüzyıllara yayılan tartışmaların yerine geçer. Bir bütün olarak insanlığın ve tekil olarak senin, dünyayı kavrama arayışına kapıyı aralar. Soruları yanıtlama uğraşında, benim ve insanlığın aradığı yanıt(lar); evet işte bu dersin.
‘İnsanlar tarihlerini kendileri yaparlar ama onu serbestçe kendi seçtikleri parçaları bir araya getirerek değil, dolaysızsa önlerinde buldukları, geçmişten devredilen verili koşullarda yaparlar. Tüm göçüp gitmiş kuşakların oluşturduğu gelecek, yaşayanların beyinlerine bir kâbus gibi çöker.’(2)
Cahil, kaba görgüsüz bir asker olan Napolyon’un yeğeni General Louis Bonaparte 1848’de köylülere oy hakkı tanınmasıyla iktidara gelir. 1848’de aldığı iktidarını 1851 yılında yaptığı saray darbesiyle diktatörlüğe çevirerek İmparatorluğunu ilan eder.
Marx’ın Fransa üzerine yazdığı kitapta- bu kitaplar üç tanedir ve Fransız üçlemesi diye anılır-devletin ‘tarafsız’ görülebilmesi dönemselde olsa olası olabileceği belirtilmiş, toplumsal koşulların, sınıf dengelerinin bu sürecin uzunluğu ve evirileceği aşamalar açısından çözümlemesini yapmıştır. Marx’ın vurguladığı gibi Bonapartizm farklı sınıflar arasında bir denge iktidarıdır. Oluşan dengenin akıbetini sınıf güçlerinin karşılıklı savaşımı saptayacak, tarafsız görünen devletin (iktidarın) şekillenmesi uzun erimde uzlaşmaz sınıfların mücadelesinin sonucunda belirlenecektir.
Yirmi yıl süren Bonaparte diktatörlüğü yeni kurulan Alman Birliği’ne karşı yenilmesiyle ilan edilen Paris Komünü ile sona ermiştir.
Güncel saptama
AKP’nin ‘tarafsız’ görünen devleti yok edip, iktidarı gerici sınıfların aleti, ilkel gerici azgın faşist yapıya dönüştürmesini, sınıf mücadelesinin güncel görevi olarak algılayıp, uzun erimli mücadelenin bu aşamasında, iktidarın azgın, hukuk tanımayan saldırgan yapısına alternatif seçim tercihlerini oluşturmalıyız. Ama bu tercih ve ittifaklar AKP öncesi formda devlete dönülmesi olarak algılanmamalı, var olan faşist yapının inkârı üzerinden, ilerici , ‘görece’ tarafsız devlet aygıtının – tarafsız devlet aygıtı tanımlamasını, sınıflar üstü algılamadığımızı vurgulayarak- yeniden oluşturmak zorunluluğudur.
Hadi; Ölüleri gömelim artık !
---------------------------
(1) Matta’ya göre İncil Bap 8/22 –Fakat İsa ona dedi ki: Benim ardımca gel, ölüleri bırak kendi ölülerini gömsünler.
(2) Louis Bonaparte’ın On Sekiz Brumaire’i _İletişim yay