Ajans Bakırçay
2023-12-05 16:24:51

Tümünün sebebi kapitalin iki iri saplantısı

Aysel Korkut

05 Aralık 2023, 16:24

Kapitalin, petrolle el yükseltip yeryüzüne daha yırtıcı hükmetme, insanları daha sert ezme, yeraltı yerüstü zenginlikleri daha ilik kemik sömürme saplantısının bedelini ödemek, biz sıradan insanlara çok pahalıya mal oluyor.

Kapitalin, hastalık derecesini çoktan aşmış, artık bir tımarhaneye kapatılıp tedavi edilmesi gereken ikinci saplantısı komünizm korkusunun bedelini ödemek, biz sıradan insanlara, ilk zaafından daha çok pahalıya patlıyor.

Kapitalin takıntılarını giderme ve zaaflarını doyurma uğraşının sonuçları dünya halkları için çok ağır. Aşırı ağır.

Kapitalin, Gazze’de çoluk çocuk demeden öldürmesi, hastaneleri yerle bir etmesi bu iki takıntısından kaynaklanıyor; siyasal İslam’ı Cezayir’den itibaren besleyip büyüterek adım adım ta bize kadar getirmesi de öyle.

Sonra:

İnsani değerleri paranın değerleriyle değiştirmesi;

Köşeyi dön de nasıl dönersen dön anlayışını yeryüzüne yerleştirmesi;

Paraya tapanları paraya boğarak, önlerine her türlü hırsızlık imkanını açarak ve asla yargılatmayarak kendi borazanı yapması;

Borazanları aracılığıyla Kuzey Kore liderini deli manyak, Küba’yı sefil ülke, Amerika’yı özgürlükler ülkesi gibi göstermesi;

Sovyetler Birliği’ni yıkıp dağıtması, şimdi de Putin’i alaşağı etmeye, Çin’i insan sömüren bir canavar olarak göstermeye çalışması;

Che’yi öldürtmesi, Sabahattin Ali’nin kalemini işkenceyle kırdırtması, Denizleri astırması, Berkin’i, Ali İsmail’i… yaşamlarından ayırması, Jullian Assange’a, Edward Snowden’a dünyayı dar etmesi;

Taşeronluk sistemi diye bir şey icat ederek her an işten atılabilir ve patrona asla ulaşamaz, istese de bir güç oluşturamaz güvencesiz bir işçilik yaratması, sendikaları safdışı etmesi ve yeryüzüne yeni tür bir kölelik düzeni dayatması; hatta işçilere işçi olduklarını unutturması;

Meslek örgütlerinin seçilmiş başkanlarını alaşağı etmesi, susturması, içeri atması;

Siyasi partileri ilkelerinden uzaklaştırması, ilkesi değil parası olanın lider olabildiği mekanizmalara dönüştürmesi. İlkede ısrar edeni türlü linçlerle (Bkz. Kemal Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş) görevinden uzaklaştırıp siyasi hayattan silmesi;

Alınıp satılabilir liderler seçtirerek elinin yetebildiği her ülkenin canına okuması;

NATO şemsiyesi ile her ülkeye nüfuz etmesi ve girdiği ülkeleri eğitimlerinden başlayarak bozması; 

(Ömrü yetenler, eğitim sistemine imrendiğimiz Finlandiya’nın yirmi yıl sonrasına lütfen dikkatle bakınız olur mu?)

İnsanların algı, bilgi ve beğeni düzeylerini biraz daha aşağı çekmek için sürekli uğraşması;

İnsanın sadece alınıp satılabilir bir meta olduğu fikrini tüm yeryüzüne yerleştirmesi ve alıp satabildiklerini meşhur vesaire etmesi; onları, söylemek istediklerini söyleterek iliklerine kadar kullanması ve işi bittiğinde veya artık kullanamaz olduğunda -bazı ekran ünlüleri misali veya Saddam misali- kendi imal ettiği muhteşem tahtlardan indirerek yok etmesi;

Twitter’ı bir delinın eline vererek ilkesiz, güvenilmez bir yer haline getirmesi, o alana ahlaki çöküşü ve güvenilmezliği bulaştırarak Twitter’ı toplanma, itiraz etme ve eylem planlama alanı olmaktan çıkarması, çürümeyi hızlandırarak toplumların akıllarını karıştırması ve aklı karışık insanları kolayca kontrol ve idare edebilmesi;

Facebook’u, tasarlayanın değil de fikri çalanın elinde büyüterek zehirli bir ahtapotun kolları misali yeryüzüne yayması; insanların, özel bilgilerini sergilemekte birbirleriyle yarışarak bizzat ortaya dökmelerini ve ajanlık faaliyetlerine ihtiyaç bırakmamalarını sağlaması;

Siri aracılığıyla insanların ruh hallerini bile; navigatörler aracılığıyla ne zaman nerede olduklarını bile izleyebilir olması;

Uyuşturucuyu yaygınlaştırıp kitleleri uyuşturması, uyuşuk şehirler oluşturması*, antidepresanlarla insanları her türlü pisliğe karşı tahammülü yüksek bireyler yapması;

Hepsi aynı nedenden ötürü. Kapitalin yayılmacılık ve sömürgecilik hırsı ile komünizm korkusundan.

Yeryüzünde olup biten her şeyin sebebi kapitalin bu iki takıntısı.

Teşhis buysa eğer, tedavide kullanılacak ilaç da bellidir herhalde değil mi?

Ama diyeceksiniz ki ilacın adı belli olsa bile, hiçbirimizin bu tedaviyi uygulamaya gücü yetmez.

Her şeyden önce, ben doktor değilim, reçete yazamam. Sonra… ilacın adını söylesem de kimse beni dinlemez. Ayrıca, insanların, adım adım izlenme araçlarına sahip olabilmek için akıllarını kaybetmişçesine ucuzluk peşinde koşmalarını sağlayan etkileme gücünü elinde bulunduran da ben değilim, kapitalin ta kendisi… Bu güç karşısında ben neyim ki? Ne yapabilirim ki?

Doğrudur bunlar. Ancak bir yere kadar doğrudur.

O yer, senin susmadığın yerdir canım kardeşim.

Kapitalin çarpıttığı, kirlettiği bütün değerlerin, anlamlarından saptırdığı bütün tanımların doğrusunu ısrarla anlatmakla işe başlayabiliriz.

Kapital bir şeylerden korkuyor tamam ama o korkularını gerçeğe dönüştürüp onu alaşağı etme gücünün nüvesi sen olduğun için asıl senden korkuyor, hatırla ve unutma! Ve bunu sakın aklından çıkarma!

Seni sana önemsiz gösterme çabasının altında yatan da bu korku. Sen kendini önemsiz hisset ve çök, öyle çök ki sesin soluğun çıkamasın, kapitalin ayağına dolaşamayasın isteği.

Dolaş canım kardeşim, dolaş!

Lütfen çökme, kimsenin çökmesine de izin verme!

Çökeni tut, ayağa kaldır!

Anlatanlara köstek olma, destek oll!

Kapitalin iyi gösterdiği şeylerin kötülüğünü, kötü gösterdiklerininse iyiliğini anlat, bulabildigin her ortamda anlat!

Ve asıl önemlisi, bildiklerini, seni yönlendirdiği yapay konulara yönelip ikinci plana atmadan, anlatman gerekenden uzaklaşmadan, saklamaya çalıştıklarını göstere göstere, aynı noktayı ısrarla vurgulaya vurgulaya anlat!

Anlat ki kapital, onun bunu, bunun onu dolandırmasını dilimize dolayarak toplumdaki yoksulluğu unutturamasın; yokuş aşağı gidişini, kendisinin bizzat çökmekte oluşunu, değil bizlerden, kendisinden bile gizleyemesin.

------------------------------------------

* Uyuşturulmuş bir şehri izleme linki: https://www.youtube.com/watch?v=-fKjS_ojYRc&feature=youtu.be

Yorumlar (1)

Alev Subaşı 13 Ay Önce

Öyle bir ilkyaz ol ki korkut yaprakları, Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları, Sararıp dökülürken güz rüzgârlarında Ardında savrulsunlar, unut yaprakları. Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar Seninle yeşerdiler, seninle soldular.. Olsunlar senden sonra da umut yaprakları.”Özdemir Asaf / Umut yapraklarımıza yenisini ekleyen yazınız için kaleminize sağlık

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.