Arkadaşlar bugünkü söyleşimizin konusu para. Tarihsel oluşum ve gelişim süreçlerinde, paranın gösterdiği, gerek kullanım ve gerekse biçim farklılıkları. Yazımızın başlangıcında, sohbetimize renk katması bağlamında Oscar Wilde’nin para konusunda ki söylediklerini alıntılıyayım. ‘Gençken paranın hayatta en önemli şey olduğunu sanırdım’ diye yazmış
‘Ama artık yaşlandım, öyle olduğunu biliyorum’, diye eklemiş O.Wilde
Evet, para önemlidir.
Günümüzde – aslında bu özellikle kapitalizmle gelişen bir süreçtir-kişi, üretim sürecine katılımda emeği aracılıyla farklılaştığı, uzmanlaştığı bir katkı sunar, katkısı karşılığında para alır.
Uzmanlık alanları, kimi kez-yüzyılda bir-dünyaya gelen politik dâhiler tarafından ekonomi bilimine yapılan katkı ve buluşlarla en üst seviyeye evrilir.
Aslında gerçek- bazen- karmaşık olmayacak kadar basittir. Perdenin arkasında (gerçek),perdeyi aralayacak ve güneş ışığının karanlığımızı aydınlatacak hamleyi yapacak liderin varlığını bekler.
Bilinen yanlışın aksine, geçimsiz, darphane müdürü ve gelmiş geçmiş en büyük dâhilerden Newton, ağaçtan kafasına düşen elmanın ceketini kirletmesinin yüzü suyu hürmetine kütle çekim yasasını bulmamıştır. Kafasına düşen elmanın yarattığı telaş ya kafama düşen, elma gibi kendisi de gökyüzünde dolaşan ‘ay’ olsa benim halim nice olur korkusunun zihninde yarattığı sorudur. Kendi kendine konuşarak ; öyle bir yasa bulmalıyım ki gökten kafama çürük elma ve özellikle ay düşmesin der.(1)
Beni uyarmanıza gerek yok, bende farkındayım, konumuzdan çok uzaklara farkı mecralara daldığımın. Tamam….. fazla açılmadan yazımızın asıl konusu olan para ve paranın tarihsel serüvenine geri dönüyorum.
Kaynağının bilinmesi, kullanım değeri içermesi, katmanlara bölünüp ve çarpılabilme -kaya olarak- özelliklerinden dolayı, Roma İmparatorluğunda askerlere tuz ile ödeme yapıldığını biliyoruz. Birleşik krallıkta çalışan emekçiler aylık olarak ‘salary’ alır. Bu kelimenin kökeni Latinceden ‘Sal’ tuz kökeninden gelir. Amiyane söylemiyle bir ay boyunca çalışıp didinen emekçiler, ay sonunda biraz tuzlanır.
Yaşamın gerçeği, diyalektik aykırılığını, çelişkisini kaçınılmaz olarak oluşturur. Pratik, düşünsel aşamaya evrilir. Kapitalizmin ilk oluştuğu İngiltere doğal olarak ‘iktisat’ disiplinin( ben bilim tanımlamasında halen çekimserim) oluştuğu topraklardır. K.Marx İngiltere göç ettikten sonra uzun yıllar boyunca İngiliz kökenli iktisatçılara ait kaynakları incelemiştir.(2) Ekonomi alanında ki bu araştırmalar, Alman Felsefesiyle harmanlanarak dâhiyane bir başka boyuta geçer.
K.Marx’ der ki ‘Para, metaların değişim sürecinin içinde ürettikleri değişim-değerinin bir billurlaşmasıdır’(3). Bu tümcenin mealini Türkçeye tercüme etmeye çalışırsak, bulabileceğimiz en kestirme yol - billurlaşmadan akıcılık kastedildiğinden- para aslında ‘Ayçiçek’ yağıdır olacaktır.
Yine K.Marx’ der ki ‘Mübadele değeri ve para, aynı zamanda toplumsal gücün topluma yabancılaşmasının da ifadesidir’(4) Bu tümcenin mealini de yine en kestirme yoldan Türkçeye uyarlarsam, şöyle bir açıklayıcı tümce yazmak zorunda kalırım; kendi emeğine yabancılaşan(yoksullaşan) insanlar, kendilerine ve tabi ki topluma(üretim süreci) yabancılaşmayı yağ kuyruklarında boğuşarak sergiler.
Yazının bu aşamasında kendimize bir pencere daha açalım, açtığımız pencereden görünen resimde, ellerinde 5 litrelik pet şişelerde ayçiçeği yüklenmiş vatandaşlarımız olsun.
Ve soralım;
-Bu vatandaşlarımız geçmiş seçimlerde hangi partiye oy vermişlerdir?
- Bu vatandaşlarımız gelecek seçimlerde hangi partiye oy vereceklerdir?
Yazımızın ilk kısmında ne demiştik 'aslında gerçek-bazen- karmaşık olmayacak kadar basittir' ve asrın lideri, kimsenin düşünemediği bu basitliği, perdeyi aralayarak ortaya çıkartır.
Newton’nun gökte süzülen ayın, kafasına düşme korkusundan dolayı geliştirdiği yasa neydi; ‘Kütle çekim yasası’ ben, yüzyılda bir dünyaya çarpan politik deha olarak kimsenin düşünemediği basitlikte, bu yasa üzerinde yazım değişikli yapıp yasaları ‘Kitle çekim yasaları’ olarak değiştirsem, ne olur?
Hadi oradan sizde, iktisat disiplinin koca koca sıfatlı hocaları gerçek sizin göremediğiniz kadar basit.
Yazımıza Oskar Wilde’nin para konusunda ki nüktedan sözleriyle başlamıştık. Yazımızı sonlandırırken bu kez Henry Ford tarafından yine para konusunda yapılan tespitle – solcu arkadaşların dikkatini çekerek- bitirelim. ‘İnsanlar paranın nasıl ortaya çıktığını anlasalardı, kahvaltıya kalmadan bir devrim gerçekleşirdi’
Evet, insanlar için para çok önemli ve yağ gibi akıcıdır.
Günlerinizin yağ gibi süzülmesi dileğiyle, saygılarımı sunarım.
-------
(1) Jean Marie Vigoureux Newton’un Elmaları
Günümüzde, Newton’nun yasaları ve gelişen ölçüm araçlarının duyarlılığı ile Himalaya dağının varlığını Fransa’dan algılamak olasıdır. Sayfa 347
(2) Bu iktisatçılardan özellikle incelediği ve etkilendiği A.Smith ve D. Ricardo’dur. Kapitalin ikinci cilt inde bu yazarlardan uzun uzadıya söz edilir.
(3) K.Marx, Ekonomi/Politiğin Eleştirisine katkı Sol Yay. Sayfa 69
(4) K.Marx, Grundrisse, Birikim yay sayfa 225
Bekir Hoca 3 Yıl Önce
Kalemine sağlık hocam...