Birbirini zenginleştirerek çoğaltan bir sosyal sorumluluk projesi: Boğaziçililer Ayvalıklı çocuklarla el ele...
Boğaziçi Üniversitesi'nden bir grup gönüllü öğrenci ve akademisyenin Ayvalık Belediyesi ile işbirliği sonucu 2015 yılında başlatmış olduğu Ayvalık Okulları 7.yılına girdi.
Bu inisiyatifin kurulduğu dönemde Üniversite bünyesinde sosyal dayanışma projelerinin koordinasyonunu üstlenen öğretim üyesi Fikret Adaman’ın Ayvalık’taki Zeytin Çekirdekleri Derneği ile başlattığı ilk temaslar sonucu düzenlenmeye başlanan "Ayvalık Okulları", Türkiye'de benzeri az bulunan bir sosyal sorumluluk örneği.
Çoğunlukla gönüllü katkılarla devam eden projenin ilk çıkış noktası Soma maden kazasına ve Boğaziçililerin bölgedeki zeytin dayanışmasıyla başlayıp Ayvalık'a uzanıyor. Bir dönem üniversite yönetimi tarafından desteklenen proje şimdilerde kendi kaynaklarını yaratarak yoluna devam etme çabasında...
Ayvalık Okulları projesinde bugüne dek çocuklar için düzenlenen onlarca yaratıcı atölyenin yanı sıra, Boğaziçili hocaların Ayvalık'ta verdiği "Açık Ders"ler ile iklim değişikliği, bilim felsefesi, uzay, nükleer enerji gibi konular halkın katılımına açık seminerlerle tartışıldı.
Şu anda Boğaziçi'nde yaklaşık 40 gönüllünün yanı sıra, akademisyenler Fikret Adaman, Serra Müderrisoğlu, Aylin Vartanyan ve Hande Sart'ın danışmanlığı ve katkılarıyla sürdürülen Ayvalık Okulları, Ayvalıklı çocukların ve aynı zamanda ailelerinin hayatına dokunmaya devam ediyor. Projede görev alan Boğaziçili öğrenciler, yaşamlarında anlamlı izler bırakacak deneyimler kazanıyor.
Geçtiğimiz iki yıl içinde, araya pandemi girmiş olsa da, Boğaziçili gençler Ayvalıklı küçük dostlarını unutmadı. Yıllardır Ayvalık ve İstanbul'da yüz yüze yapılan buluşmalar pandemiyle birlikte çevrimiçi ekranlara taşındı. Öncelikle bilgisayar ve internet erişimi olmayan çocuklar için gönüllü katkı ve bağışlarla temin edilen tabletleri ulaştırıldı. Boğaziçi mezunları, öğrencileri, hocaları ve projeye destek olan kişilerin katkılarıyla her bir çocuğun Ayvalık Okulları bünyesinde düzenlenen sanat ve bilim atölyelerinden eşit şartlarda yararlanabilmesi için eğitim malzemeleri temin edildi. Ve böylelikle pandeminin hayatı bloke ettiği 2020 yılı içinde, 12 hafta boyunca her pazar günü Ayvalıklı çocuklarla çevrimiçi buluşmalar düzenlendi; her şeye rağmen atölyelerin devamlılığı sağlandı.
Ayvalık Belediyesi'nden gönüllü psikologların taramaları sonucu belirlenen 7-12 yaş aralığında, maddi imkanları kısıtlı, sosyal etkinliklere erişemeyen Ayvalıklı çocuklar için Boğaziçili gönüllü abla ve ağabeylerinin yürütücülüğünde müzik, bilim, evde sanat ve farklı atölyelerin bileşimi olan Aşure atölyeleri düzenlendi.
40 gönüllü öğrenci Ayvalıklı 45 çocuğun hayatına dokunuyor...
Uzunca bir süre çevrimiçi gerçekleştirilen atölyelerin ardından, Boğaziçili gönüllüler bu yıl Nisan ayı başlarında Ayvalık'ı yeniden ziyaret ederek atölyeleri bu kez yüz yüze formatta düzenlemek üzere kolları sıvadı. Ayvalık Belediyesi ve Zeytin Çekirdekleri ile işbirliğiyle devam edecek olan Ayvalık Okulları'na kent merkezi ve çevre köylerden katılacak 45 çocukla çevrimiçi ve yüz yüze yapılması planlanan hibrit atölyeler bu sene Haziran sonuna dek planlanan bir takvime yayılacak.
Ayvalık Okulları'nın bu dönem yürütücüleri arasında yer alan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri Aysu Aydın,Burcu Ölçer ve Gökçe Babayiğit çevrimiçi atölyelerden hibrit eğitimlere geçiş sürecinde gönüllü çalıştılar. Bu sürecin çocuklar kadar kendileri için de unutulmaz bir deneyim olduğunu anlatan Aysu, Burcu ve Gökçe'ye kulak veriyoruz:
"Hepimizin pandemi nedeniyle evlerimizde, ekran başında olduğu dönemde ilginç bir şey fark ettik.Çocuklar, pandemi nedeniyle yüz yüze bir okul deneyimi edinememişlerdi. Dolayısıyla normal bir okul kavramı oluşmamıştı. Zoom'da ders yapmaktan sıkılmışlardı. Online atölyelerimiz sayesinde ders dışında yaratıcı bir şeyler yapabileceklerini keşfettiler. Ayrıca çevrimiçi dünya herkesin kendisini eşit bir şekilde ifade edebileceği bir alan tanıdı çocuklara. Bu da pandemi öncesi hayatta aslında çok kolay bulamadığımız bir alandı. Pek çok şeyden mahrum kaldıktan sonra böyle özgür bir alana kavuşmak çocuklara da, bize de çok iyi geldi."
"Çocuklarla birlikte bir şeyler yapmak hayatımın her zaman merkezinde oldu. Böyle güzel bir atmosferde, böyle kapsayıcı ve özgür bir paylaşım alanımız olması çok destekleyici ve insana çok iyi gelen bir deneyim. Bizler de bu süreçte çocuklara bir şey öğretmekten ziyade onlarla neler paylaştığımıza, birbirimizin hayatına nasıl dokunduğumuza önem veriyoruz" diye devam ediyor Aysu. Burcu ise bu deneyimin çocuklar kadar gönüllüler için bir alışkanlığa dönüştüğünü söylüyor; "Çocukların ev ortamlarına dair gözlem şansı elde ettik. Bu da bizim için farklı bir tecrübeydi." Gökçe ise bu yakınlaşmanın hayatında önemli izler bıraktığını belirtiyor.
Boğaziçili öğrenciler, Ayvalık Okulları'nın hikayesini 2020'de çıkardıkları "Biz Sizleri Çok Sevdik" kitabında anlatırken çocuklarla birlikte üretmenin ve öğrenmenin benzersiz bir deneyim olduğunu vurguluyorlardı. Görünen o ki, Ayvalıklı çocuklarla Boğaziçililerin ortak hikayesine yenileri eklenecek; birbirini geliştiren, büyüten bu deneyim daha çok insana dokunarak ilerleyecek.
Boğaziçililerin Ayvalık yolculuğunu merak edenler //ayvalikokulu.boun.edu.tr/ sayfasından projeye dair bilgi alabilir.