Çekin Ellerinizi Örgütlerimizden... Haktan, Hukuktan, Emek ve Özgürlüklerden....
Üniversitede makina mühendisliği bölümünde okuyordum. Okulumuz derneğinin yönetim kurulu üyesi olarak, öğrenciliğim sırasında da meslek örgütümle ilgiliydim.
Zira bizlerin, meslek örgütümüzün ve Tabibler Odası, Barolar gibi, diğer demokratik meslek kuruluşlarının üyelerinin, her anlamdaki talep ve çıkarları, ülkemizin ve halkımızın çıkarlarıyla uyumluydu. Ülkemiz ve halkımızın hak, hukuk ve adalet alanında, emek ve demokrasi alanında yaşadığı, ihtiyaç duyduğu her şey, üyelerimizi de ilgilendirmekte idi.
Mezun olduktan sonra ilk adımım bağlı olduğum 'Oda'ya üye olmak ve izlediği politikalarla yakından ilgilenmek olmuştu. Bu süreçte, merkez ve Şube yönetiminde sözünü ettiğim ilkesel yaklaşım doğrultusunda çaba gösteren, mücadele eden bazı abilerle de tanışma, onlardan öğrenme fırsatına kavuşmuştum. Doğru yoldaydım.
Bir yandan insan olarak, hayata ilişkin yararlı katkılar koyabilme olanaklarına kavuşacak, diğer yandan sahip olduğum mesleğimi, ilkeli bir temelde geliştirme fırsatlarımı çoğaltabilecektim. Tam da burada, şimdi aramızda olmayan sevgili Atalay Arsan'ı anmadan edemem.
Atılalay abiden, hem mühendislik ve yöneticilik olarak, hem de, gerçek insan olabilme duruşu anlamında , paha biçilmez değerler öğrendim. Ve Onun teşvik ve desteği ile 1973 yılında, yönetim kuruluna girme şansı kazanmıştım.
Daha sonraları Şube Başkanlığı dahil, birkaç yıl yöneticilik yaptım. Üyelerimizin çıkarları ile uyuşan, ülkemiz ve halkımızın sorularını gündeme taşıma, savunma ve bu doğrultuda mücadele etme, o zamanlarda da, İktidarların hoşuna gitmezdi, hiç te gitmedi.
İktidar odakları ve Odaları kişisel çıkar ve mevki koltukları olarak görenler, meslek örgütlerinin yönetimlerini ele geçirebilmek için her yolu denediler. Çeşitli suçlamalarla ve özellikle "Siyasetle uğraşıyorlar" çarpıtmasını dillerine doladılar.
Mevcut yasayı değiştirmek ve şiddet dahil, çeşitli yollar denediler. Hatırlarım; Milliyetçi cephe hükümetleri döneminde, amaçlarına ulaşabilmek için, Oda genel kurullarına çeşitli saldırılar düzenlemişler, ama muaffak olamamışlardı.
Demokratik Meslek örgütlerini etkisiz kılabilmek için yıllarca uğraştılar. Ama başaramadılar. Zira meslek örgütleri doğru yoldaydılar. Yöneticiler ve üyeler birlikte Direndi. Birlikte mücadele ettiler.
İktidar ve yanlıları, bugün de ayni çabanın içindeler. Yapılan açıklamalar da bu görülüyor. Gerici ve baskıcı düzenin karanlığı, yaşamın her alanını teslim alma saldırısında.
Bugün sevinç ve gururla izliyorum ki, Odamızın İzmir Şubesi de dahil olmak üzere, Demokratik Meslek Örgütleri yöneticileri bu saldırılara gereken cevapları veriyorlar.
Şimdi tüm ÜYELER yöneticilerinin yanında, sahip oldukları tüm araç ve olanaklarla, örgütlerine ve yöneticilerine sahip çıkmalı, Demokratik Meslek Kurumlarını ehlileştirmeyi, ele geçirmeyi amaçlayan saldırılara karşı, seslerini yükseltmeli, geçmişte olduğu gibi, sözkonusu saldırıları püskürtmelidirler.
Haydi görevlerimize...