Çorap ördüler ayağımıza dikenli telden.
Ceket diktiler sırtımıza paslı jiletlerden.
Çaldılar sabah akşam her nağmeden, her telden.
Birbirimizle kavga ediyorduk, sezemedik.
...
Madenden kül getirip güle döktüler.
Cümle ağaçları ateşe verdiler.
Acıyı acıyla çarptılar, ocakta pişirdiler.
Çocuklara yemek diye çöl yedirdiler.
Okeye dönüyorduk, fark edemedik.
...
Ölmemek için ordu ile gezdiler de.
Ölen fukaraya unvan, şeref verdiler.
Kendi çocukları değilse ölen, ölümü yücelttiler.
Yaşama kasteden ne varsa üstümüze kepçelerle döktüler.
Güneşleniyor, falancanın selülitleriyle eğleniyorduk,
İlgilenip göremedik.
...
Bahar soldu, yaz soldu.
Kar karalar bağladı.
Geleceksiz bırakılan insanlara gökyüzü bile sahici ağladı ama
Bizim gözyaşlarımızın yarısı yalandı.
Yalandan ayrılmayan ne aslan ne kaplan, sadece insandı.
...
Çöpten ekmek arayanlara,
Yarabbi şükür demeyi emretti kara bulut.
Hemen duyduk, hiç şaşırmadık.
Cebimiz dolu, karnımız tok olsa da acele emre uyduk.
Açlara örnek olsun diye şükürleri savurduk.
Başkan seçecek ya öğretmen, gözüne girelim diye birbirimizle yarıştık.
...
Altmış kişilik sınıfta seçim yapacak olsan, altmış adayın olur.
Bakınız altılı masaya, bu konuda ilkokul sınıfından bile sağlamdır.
Ne var ki sınıftaki saflık yoktur burada, bu kavga, bildiğin mahalle kavgasıdır.
...
Vazgeçin ve kenara çekilin hanımlar, beyler diyor,
Mamaları, sütleri market rafında kilitli bebeler.
Ülke elden gidiyor, bu ciddi bir mevzudur.
Ciddiyetin farkında olan gelsin, sahiden canı yanan gelsin.
Bize karanlığın gölgeleri lazım değildir.
Geçilecek yollara kamyon çekmeyin, gübre dökmeyin.
Fırıldak gibi fırıl fırıl dönmeyin.
Okeye de sonra dönersiniz, şimdi didişmeyin.
Tohumları tarlaya, geleceğimizin yok edilmesi için ekmeyin.
Ya kendinize gelin, bize yol gösterin
Ya da gölge etmeyin!
Ya da gölge etmeyin!
Alev Subaşı 2 Yıl Önce
Ağıt, genellikle bir ölüm'ün ya da acı, üzücü bir olayın ardından söylenen halk türkü'südür. Doğal afet'ler, ölüm, hastalık gibi çaresizlikler karşısında korku, heyecan, üzüntü, isyan gibi duyguları ifade eden ezgili sözlerdir. Okuduğum yazınızın bende yansıması tam olarak bu oldu. Son derece dramatik , üstelik de doğal olmayan afet sonrası bir ülkenin yaşadıklarının ardından yakılan bir ağıt gibiydi..:((