Üç büyük dinin en önemli bayramları uzun zamandır ilk kez aynı ayın içinde buluştu. Ramazan, Paskalya ve Hamursuz bu yıl Nisan'da kutlanıyor.
İlginçtir, hemen tüm dinlerde uzun oruç dönemleri genellikle şenlikli kutlamalarla başlıyor veya bitiyor. Hıristiyanların Karnaval kutlamaları Paskalya ile sonlanacak büyük oruçtan önce herkesin yiyip içip eğlenceye doyduğu bir kutlama özelliği taşırken Müslümanlar ise hem bir ay süreyle iftarda Ramazan'ın keyfini sürüyor hem de orucun sonunu Ramazan Bayramı ile katmerlenmiş biçimde kutluyor.
Bu yıl 1 Nisan'da başlayıp 1 Mayıs'ta sona erecek Ramazan'ın hemen ardından Ramazan Bayramı gelecek. Çocuklara şeker hediye etme geleneği sayesinde hafızalarımıza Şeker Bayramı olarak da yerleşen Ramazan Bayramı'nın en görkemli kutlanmaları tarihçilere bakılırsa 1900'lerin sonunda genellikle büyük şehirlerde yaşanmış. En şatafatlı eğlencelerin merkezi ise İstanbul Şehzadebaşı'nda Direklerarası semtiymiş. Ramazan süresince düzenlenen Karagöz, kukla, meddah gösterilerinde toplumun her kesimi buluşur, birlikte ağız tadıyla bayram kutlarmış. Artık kimsede ağız tadı kalmadı, yoksullaşan geniş kitleler iftar çadırlarında karın doyurmaya çalışıyor...
Yıllar önce çalıştığım Grup 7 İletişim'in her sene farklı bir tema çerçevesinde yayınladığı; bu topraklarda yaşayan Türk, Rum, Ermeni, Çerkes gibi farklı kültürler ve kimlikleri konu alan yılbaşı ajandalarından birinde İstanbul beyefendilerinden Suat Erdener İstanbul'un eski Ramazanlarını şöyle anlatıyordu:
''Ramazan ayı, İstanbul'un en güzel günleriydi. Özellikle çocuklar için. En başta Fatih, Vezneciler, Şehzadebaşı gelirdi sonra Kadırga, Karagümrük, Şehremini. Süslenmiş at arabalarıyla gezintiler yapılır, aileler birlikte Karagöz seyretmeye koşardı. Kukla gösterileri, ip cambazları, hokkabazlar olurdu.Çadır tiyatrolarında İsmail Dümbüllü ve Naşit'in tiyatroları en iyileriydi. Kantolar ve danslar olurdu''. Fantastik bir dünyadan bahsediyordu Erdener, sanki hiç varolmamış masal gibi bir dünya.
Neyse ki Ramazan'a özgü lezzetlerden bugün hala yaşayan Ramazan pidesi ve güllaç gibi tatlar var! Ramazan pidesinin neden sadece bir ay çıktığını merak edenler için şöyle bir not ekleyelim; Rivayete göre 17. yüzyılda fırınlar Ramazan'da özel bir hamurkar ile özel pişirici tutarmış. Hamurkarlar yalnızca Ramazan ayında çalışırlarmış. Özellikle Kastamonu, Safranbolu, Karabük ve Trabzonlu ustaların elinden çıkan pidelerin tadına doyum olmazmış. Ramazan pidesinin bu maharetli ustaların çalışma takvimine göre yılda sadece bir ay çıkması zaman içinde yerleşik bir kural olmuş.
***
Gelelim Nisan ayının ikinci önemli dini bayramı olan Paskalya'ya. Hristiyanlıktaki en eski ve en önemli bayram olan Paskalya bu sene 17-24 Nisan'da kutlanıyor. Paskalya'da esasen İsa'nın çarmıha gerildikten sonraki üçüncü günde dirilişi kutlanıyor. Doğu ve Batı kiliseleri arasında farklılıklar söz konusu ancak Paskalya dönemi yaklaşık olarak mart sonundan nisan sonuna kadar olan dönemi kapsıyor. Sert kuralların olduğu bir dönem aynı zamanda Paskalya. Örneğin Rumlar İsa'nın çarmıhta can verdiği Cuma günü perhize giriyor; et ve hayvansal hiç bir gıda tüketmiyor. Cumartesi gecesine dek yas tutuluyor. Cumartesi gecesi cemaat kiliselere gidiyor. Rum ve Rus Ortodoks Kiliselerinde gece ayinlerinden önce kilise dışında bir ayin alayı düzenleniyor. Alay kiliseden çıkarken hiç ışık yakılmıyor; dönüşte ise, İsa'nın dirilişini simgelemek için yüzlerce mum yakılıyor.Gece yarısından sonra eve dönülüyor ve kırmızı yumurta tokuşturuluyor. Paskalya, pazar günü tüm aileyi sofrada buluşturuyor. Saç örgüsü biçiminde yapılan Paskalya çöreği ise o gün sofranın baş tacı kabul ediliyor. Ne mutlu ki, İstanbul'un bazı semtlerinde, özellikle Kurtuluş ve Şişli'de çok leziz Paskalya çöreği yapan pastaneler hala mevcut.
***
Pesah ya da Hamursuz Bayramı ise 2022'de 15-23 Nisan'da kutlanacak. Mısır’da kölelikten kurtarılan Antik İsraillilerin göç hikâyesini anan bir bayram olan Pesah'ın sözlük karşılığı 'üzerinden geçmek, atlamak'. Yahudi bayramları arasında en çok kutlanan bayramlardan biri olan Pesah, İsrailoğullarının Mısır'da esaretten kurtulmaları anısına kutlanıyor. Mısır'dan çıkarken hazırladıkları hamurun mayalanmasına vakit kalmadığı için yolda 'hamursuz' diye anılan mayasız ekmek yemek zorunda kalıyorlar. Pesah'ta Musevilerin 'Matza' yani hamursuz yeme geleneği de bu olaya dayanıyor. Matza, sadece su ve unla yapılan mayasız ekmek. Pişirilirken devamlı karıştırılıp, kabarması engelleniyor. Yaklaşık sekiz gün boyunca evlerde mayalı yiyecekler kesinlikle tüketilmiyor.
Savaşlara, ayrışmalara, kutuplaşmalara inat;
Nisan'da kutlayacağımız tüm bayramların inanan inanmayan herkese iyilik ve dayanışma getirmesi; sofralardan.Ramazan pidesi, Paskalya çöreği ve Matza'nın eksik olmaması dileğiyle...
Ramazan Pidesi,
Paskalya Çöreği,
Matza...