Lime lime dökülen gündeme katlanabilmemizi sağlayan birisi vardı. Gülümseten, güldüren, sırtlarımızdaki milyonlarca yükü birkaç sözle hafifleten birisi…
Kimseyi kırmayan, incitmeyen; kırıp dökenleri eleştirirken, eleştirdiklerini bile gülümseten.
Siz farkında olsanız da olmasanız da evinizin, ailenizin yaşam sevinci, umudu, direnci; asık suratınızın ortasına bir gülücük kondurup geçeni, eczanelerde bulunmaz antidepresanı...
İşsiz, aşsız kalmış sanatçılara bir soluk olabilmek için korona morona demeden koşuşturup duran, kazandığını onlarla paylaşan, elinden geldiğince onların da yüzlerini güldürmeye çalışan, artık örneğine pek rastlayamayacağımız nesli tükenmiş türden, gönlü bol bir dinozor insan.
Sadece gönlü bol değil, kendisi de dolu dolu…
Eğitim kurumlarından sonra da kendisini geliştirmiş, çok çok donanımlı ve çok da yetenekli birisi… Öğrenciler yetiştirmiş, yetmemiş, çaktırmadan hepimizi de kendisine öğrenci etmiş, sanatçı unvanını sonuna kadar hak eden birisi.
Onca ünlenmeden sonra bile başı dönüp hallenmeyen, havalara girmeyen, iliklerine kadar mütevazı birisi.
Hiç görmeden sevdiğiniz, sevilmeye değer birisi…
Hiç sofranıza oturmamış, sizlerle bir yudum su bile içmemiş ama yine de ailenizden birisi.
Bütün bunları başarabilen adamın adı Turgay Yıldız.
Kaç kez, “Nerelerdesin kardeşim, dön gel artık.” diye yazıp bırakmak için sayfasına girip baktım.
İyileşip dönecekti elbette ama uzamıştı işte hastane işleri…
Artık iyileşmiş olmalıydı. Yakında iyi haberlerini alırdık.
Süre uzadıkça tedirgin oluyordu insan ama ölüm hiç akla gelmiyordu.
Sonra “Turgay Yıldız öldü.” dediler.
Yooo! Bu gerçek olamazdı, olmamalıydı… Olmasa iyiydi. Olmasındı.
“Ah!” dedim gerçek olduğunu anlayınca: “Seni de mi yedi cüceler?”
Otuz saate yakın serseri mayın gibi dolaştıktan, oraya buraya devrilip yattıktan, videoları sil baştan izledikten, izlerken hem ağlayıp hem güldükten sonra kendi kendime fırça attım. “Kalk!” dedim. “Kalk!”
“Bir yıldız kaydı. Öyle eften püften bir yıldız değil, yerini kimsenin dolduramayacağı bir yıldız. Onun gidişini öylece izleyemezsin. Ona da siz-biz izleyicilerine, müptelalarına da haksızlık olur bu. Otur, yaz!”
Aylardır elimi sürmediğim, belki daha çok zaman da sürmeyeceğim klavyenin başına oturdum ve bu satırları yazdım.
Ha, şöyle böyle denebilir: “Yazdın da ne oldu? Geri mi getirdin yıldızımızı? Kayıp gittiği yerde oluşan o devasa kara deliği mi doldurdun yazarak? Yüzümüzü onun yerine sen mi güldürdün?”
Hiçbirisi değil tabii.
İçimi rahatlatmak için değil, görevimi yaptım duygusu yaşamak için değil, yazma orucumu bozmak için değil, o değil, bu değil…
Galiba hiç görmeden çok sevdiğim bir insanı, nice parlak olduğunu, çevresini ne kadar aydınlattığını kendisinin pek de bilmediği, bilse de bu ayrıntılara takılmadığı bir yıldızı, az rastlanır bir söz sihirbazını, ardından sözcükler döküp uğurlamak ve böylelikle, toprağına bir yıldız çiçeği soğanı ve bir kahkaha çiçeği tohumu bıraktığımı varsaymak, sayabilmek için.
Güle güle git Turgay Yıldız.
Toprağında kahkaha çiçekleri açsın güzel kardeşim.
Ve yıldızlar, yıldız çiçekleri, günebakanlar…
Varsa senin bizlerde hakkın vardır çokça ama hani yine de varsa üzerinde bizden de bir gramcık hak, tümü helâl olsun sana.
Aysel Korkut
A kadir 3 Yıl Önce
Sağol Muhteşem bir yazı Ben de yazsam Böyle yazardım Bi de helallik isterdim Vicdanı Helallik
Alev Subaşı 3 Yıl Önce
Ha, şöyle böyle denebilir: “Yazdın da ne oldu? Geri mi getirdin yıldızımızı? Kayıp gittiği yerde oluşan o devasa kara deliği mi doldurdun yazarak? Yüzümüzü onun yerine sen mi güldürdün?” Ne iyi ettiniz yazarak Aysel Hanım. İçimizde biriktirdiğimiz içimize sığmayan duygularımıza tercüman oldunuz.İyi ki yazdınız.İyi ki varsınız
Tunçay Senem 3 Yıl Önce
Saygı ve özlemle anıyorum. Yıldızlar yoldaşı olsun
Guleser 3 Yıl Önce
Ayni duygulari paylasiyorum pandemi suresinde her gun hic bir programini kacirmadan izledim. Bende de bagimlilik yapti. Hergun sayfasina baktim korona oldugunu dusundum. Vefat ettigini duydugumda inanamadim tekrar google yaptim. Sanki Cok yakinimi kaybetmis gibi agladim ve halen Cok uzgunum, Allah rahmet eylesin yattigi yer nur olsun.