Evrensel müzik kadın bestecilerini tanıtmayı sürdürüyorum. 7. besteci Fransız Germaine Tailleferre (1892-1983) Modern ve çağdaş müzik türünde besteler yaptı. Babası desteklemese de Paris Konservatuvarı’na gitti. “Les Six” besteciler grubunun tek kadın üyesi oldu. Başta arp için olmak üzere piyano, saksafon, flüt için, soprano için yapıtlar besteledi. Opera ve bale için de değerli ürünler verdi. Bazı yapıtları: Arp ve Piyano için Konçerto (18’), Piyano ve Orkestra için Balad (14’), Keman ve Piyanoforte için Sonat (18’), Yaylı Çalgılar için Kuartet (10’), piyano konçertoları… 8. besteci Amerikalı Ruth Crawford Seeger (1901-1953). Modernist besteci ve aynı zamanda Amerikan Halk Müziği uzmanı. Başlıca yapıtları: Yaylı Çalgılar Kuarteti (11’.57), Küçük Orkestra için Müzik (10’), Prelüdler, Yaylılar ve Piyano için 2. Süit (9’.58)… 9. besteci İngiliz Elizabeth Lutyens (1906-1983) Başta koral parçalar olmak üzere çeşitli türlerde besteleri var. Bazıları: Choral Works, 7 prelüd, “6 Yaylı Çalgılar Kuarteti (7’), De Amore (31’), And suddenly it’s evening (birdenbire akşam oluyor) (24’)… 10. Besteci Tatar kökenli Rus Sofia Gubaidulina (doğum yılı 1931…) Konservatuvar bitirmiş. Yapıtları: Keman ve Orkestra için Konçerto (32’), Offertorium (35’), çeşitli film müzikleri… 11. besteci Japon Keiko Abe (doğum yılı 1937…) Besteci ve marimba oyuncusu. Beş oktavlık modern konser marimbası geliştirdi. Müzik profesörü oldu. Vurmalı Sanatlar Topluluğu Onur Listesi’ne giren ilk kadın. Yapıtları: Marimba Solo için Michi (14’), Japon Çocuk şarkılarında Çeşitlemeler (6’.46), Kiraz Çiçeklerinin Rüyası (5’), Marimba ve Üflemeli Çalgılar Orkestrası için Konçerto, İki Marimba için Konçerto… 12. besteci İtalyan Ada Gentile (doğum yılı 1947…). Aynı zamanda piyanist. St. Cecillia Konservatuvarı’nda piyano ve kompozisyon öğrenimi gördü. Dünyanın birçok yerinde dersler verdi. Çok sayıda festivaller düzenledi. Yapıtları: Fortepiyano için Prelüd (5’), Staccato (klarnet, piyano, bayan, vibrafon için), é Del Mondo” (9’), Notti di Gattoo II.bölüm (Mezzosoprano ve bayan için) (5’16), Quartetto III. Yaylı Çalgılar için Kuartet (6’).
***
24.12.2020 gecesi TRT2’de Sahaf (Bookshop) adlı bir İngiliz filmi izledim. Bir kasabada genç bir kadın kitapçı dükkânı açar. Dükkânın olduğu bina eskidir. Aynı yere küçük kızıyla birlikte kendi de taşınır. Kasabanın sosyetesi ise oraya bir Sanat Merkezi (Art Center) kurmak ister. Kadın yalnızlaştırılır. Kitapsever birkaç kişi onunla dayanışma içine girer. Sosyete özel bir yasa çıkartarak binanın boşaltılmasını sağlar. Genç kadın kasabayı terk eder. Başka bir yerde yine kitap dükkânı açar… Hayat devam eder… Cesaret ve kitap sevgisi, yaşam anlayışıdır…
***
Paris’te yaşamakta olan felsefe profesörü Frederic Gros’un kitabının adı “Yürümenin Felsefesi”. Kendisine yakışan ama akademik olmayan, zevkle okunan bir kitap yazmış. Bir Yürüyüş Konçertosu sanki. Keyifle yürümenin, okuması da keyifle oluyor. Sadece fiziksel değil; düşündüren, yazdıran, düş kurduran, tutkulu yürüyüşler. Bu güzel bağımlılığa kimler takılmamış ki: Nietzche, Rimbaud, Rousse, Kant, eski yunanlı filozoflar… Gandi’nin Tuz Yürüyüşü de konunun tuzu biberi olmuş. İyi ki okudum. Başucu kitaplarımdan biri olacak. Sizlere de iyi okumalar dilerim.
***
Kısa bir öyküm: Yılbaşı Yalnızlığı
Yeni yıla çoğu kimse gibi, koronavirüsten kurtulma ve özgürlüğe kavuşma dilekleriyle girdi. Öğleden sonra dinlenirken ilk kez annesiz bir yılbaşı geçireceğini düşündü. Biraz gözyaşı, çokça hüzün vardı. Annesi, hem kendi akrabaları hem eşinin akrabaları yönünden en yaşlı olduğundan, çok sayıda yılbaşı kutlamaları alırdı. Bu ona ayrı bir heyecan, ayrı bir coşku verirdi. Allah bir dahaki seneleri de yaşatır inşallah, diyerek karşılık verirdi. İşte sonunda, yeniden yaşatamadığı bir yılbaşı gelmişti. Çünkü onu, doktorun deyimiyle “şüpheli virüs”ten kaybetmişti. Ağabeyi ve kız kardeşi için de benzer şeyler söz konusuydu. Ağabeyi de ilk kez eşsiz bir yılbaşı geçiriyordu. Çünkü eşi midesinden ameliyat olmuş, yılbaşını refakatçı büyük kızıyla hastanede karşılamıştı. Aynı zamanda o ünlü, muhteşem yılbaşı sofrası hazırlamaktan mahrum kalmıştı. Bir daha ki sefere yine bu sevdiği, başarılı görevini gerçekleştirmesini diledi. Kendisi de akrabalar, büyükler ve arkadaşlarıyla bol bol telefonlaşmışlardı. Oda arkadaşı sonunda isyan etmiş, kendisiyle ilgilenmesini istemişti. İçi tam rahat olmasa da telefon görüşmelerini kesmişti. Neden sonra dikkatini çekmişti. Oda arkadaşı kimseyle görüşmemiş, kimse onu aramamıştı. Bir süre o sevdiği iki klasik şiiri bir de özlü sözler okumuştu. Kendisi de yazdığı son şiirlerden iki tanesini okumuştu. Ertesi gün; benimle ilgilen demeye hakkı olduğunu, ama telefonla yılbaşı kutlamalarını yarın öğleden sonra yap demeye hakkı olmadığını, buna kendisinin karar vereceğini, özeline girdiğini uygun bir şekilde anlatmıştı. O sırada onu da eski oda arkadaşının kızı aramıştı. Onunla uzun uzun konuşmasın mı? Mutluydu. Eski oda arkadaşı ve kızıyla ilgili anılarını anlattı. Telefon görüşmesinin uzun sürdüğünü söylememiş, kendi de beklerken Cumhuriyet kitap dergisini okumuştu. Oysa daha önce yeni yılını kutlamış ve bitter çikolata ikram etmişti. Ama bu onu doyurmamış olmalıydı. Her yıl olduğu gibi Berlin Filarmoni Orkestrası’nın Yılbaşı Gala Konserini TRT 2 televizyonundan canlı olarak dinlemişti. Elbette oda arkadaşından izin almıştı. Çünkü o Türk Sanat Müziği’ni seviyordu. Kabul etmeseydi internet bağlantılı bilgisayarından kulaklıkla dinleyecekti. Bu seçenek her zaman vardı. Gençlerin B Planı dediklerinden. İlk zamanlar bunu sorunlardan ve çözüm üretmekten kaçmak olarak yorumluyordu. Sonraları bu yöntemin insanı stresten kurtardığını ve doğru kullanıldığında yararlı olabildiğini fark etti. Hayatın bir yönüyle “çözüm üretmek” olduğunu öğreniyordu. Atatürk’ün kızı, çok değerli, sevgili Türkan Saylan; çevresinden hep “çözüm önerileriyle” gelmesini istermiş… Işıklarla… Nice yıllara…