Eskişehir’de festival yasaklandı.
Aynur’un Bursa konseri yasaklandı.
Isparta’da Melek Mosso konseri iptal edildi.
Eskişehir’de bir parkta yoga yapan kadınların etkinliği, izinsizmiş diye yasaklandı.
Pandemi bulaştıran(!) müzik gece 01’den sonra yasak hâlâ!
Daha birçok yasak var.
Biz dedik ki:
Ama o da çok açık giyiniyor.
Ama o da ahlak bozuyor.
Ama o da bölücülük yapıyor.
Aman olsun, ben onu sevmem zaten.
Oh iyi oldu, burnu sürtülsün, egosu çok şişmişti.
Ama onlar da çok aykırı gençler.
Ama onlar da içki içiyor.
Ama o da dinsiz.
Ama o da Fetöcü imiş.
Ama o da anarşistin teki.
Ama o da PKK bayrağının olduğu yerde sahne alıyor.
Aman o da sanatçı mı?
Aman canım, o deliyi mi savunacağım?
Ama o kimseyi savunmadı ki…
Ama kendisi bile kendini savunmuyor ki ben niye savunayım?
Diyerek sarı öküzleri bir bir kötülüğün önüne attık bizler.
Çarklar tıkır tıkır işleyebilsin diye değildi belki ama yolları iyi temizledik doğrusu.
Önce sarı öküz, sonra kara öküz, sonra yaşlı öküz, genç öküz… Derken bütün öküzleri yemeye girişti tabii aslanlarla çakallar. Müzik yediler, siyasetçi yediler, halkın oylarını yediler, halkın oylarıyla seçilmiş başkanları yediler, sanat yediler, kadın yediler.
O yasaklandı, bu yasaklandı, o kapatıldı, bu hapse tıkıldı, sokakta öldürüldü, boğazı kesildi, trafik kazasına kurban gitti. Yedikçe yediler.
Ama… o da şuymuş, buymuş demediğimiz zaman hayatta kalabiliyor, var olabiliyoruz.
Dersim’de Fazıl Say, Harbiye’de Aynur Doğan, Vodafone Park’ta Mor ve Ötesi konser veriyor. O konserdeymişiz gibi sanatı soluyor, umudu ve hayatı iliklerimizde duyuyoruz.
Melek Mosso’ya destek için Funda Arar ve Derya Uluğ aynı yerdeki konserlerini iptal ediyor. Sahne, “Melek Mosso inşallah bir daha böyle bir eylemde bulunmaz.” (Hangi eylemse o?) diyen çok çok çok ahlaklı, eteklerinden ahlak damlayan Seda Sayan’a kalıyor.
Ispartalılar bir sınavla sınanıyor. Bakalım ne olacak?
Yasakların büyük bir çoğunluğu, kadın olan sanatçılara. İktidarın iktidarlığını takmayan adamlara.
Aslında dertlerinin çoğu kadınlarla. Eve kapatamadıkları, doğurmaktan başka her eylemi yasaklayamadıkları, ayaklarını yıkatamadıkları kadınlarla. Bir de kadınları özgür seven adamlarla.
Kadınların karşılarına çıkardıkları da bir kadın ama… Neyse. Anladınız siz onu.
Lahana yaprakları gibi açıldıkça açılabilir konular bunlar. Duralım ve sonsözleri söyleyelim:
“Kadın kadının yurdudur.” diyenler varsa ki var, “Kadın kadının kurdudur.” diye iş bozanlara kalmaz bu dünya.
Ve sanata aklınız erse, yasaklamakla yok edemeyeceğinizi de bilirsiniz şarkıları, türküleri… Yani demem o ki, yasakçılara da kalmaz bu dünya. (Keşke sanatın herhangi bir dalıyla ilgilenseniz de içinizdeki kötücül duygulardan arınabilseniz!)
Ha bu arada, unutmadan ekleyeyim: Melek Mosso’yu tanıttınız bana. Çok teşekkür ederim yasakçı meleklerim.
Siz olmasaydınız Melek Mosso’dan haberim bile olmadan ölüp gidecektim öte dünyaya.
Alev Subaşı 2 Yıl Önce
Sanatın amacı, ruhumuzu, gündelik hayatın tozlarından temizlemektir.” - Pablo Picasso Boğazına kadar çamura saplananlar arınamayacağını bildiği için sanatı yasaklıyor olabilir mi acaba ??? Kaleminize Sağlık