23 Haziran’ı ben sadece İsmail Hakkı Tonguç’un ölüm yıldönümü olarak biliyordum.
Bundan böyle ‘Şamar Günü’ olarak bileceğim. Bilumum gericiliğe, sahtekârlığa, yolsuzluklara, usulsüzlüklere, adam kayırmacılığa, hırsızlıklara vurulan şamar…
Gazetelerdeki Sayıştay raporlarını okuduktan/ öğrendikten sonra kararsız oyların artık kararlı oylara dönüştüğünü düşünüyorum ve önceki seçime göre seçmenin daha okkalı bir şamarla vizeyi İBB Adayı İmamoğlu’na vereceğine inanıyorum.
Demiştim ve de öyle oldu.
31 Mart’ta oy farkı 15 bindi, 23 Haziran’da ise bu fark 806 bine çıktı.
Yazılanlara, söylenenlere karşın olası bir Binali zaferi, sadece beni/ bizi değil eminim Yeni Zelanda’dakileri de Grönland Adasında yaşayanları da düşündürecekti. Hatta Afrika’daki kabile reislerini de…
Her şey ortada… İBB’nin kasasını dilediklerine peşkeş çekenlerin ahlâkı sorgulandı 23 Haziran’da. Bu kasadan beslenenlerin feryadı / figanı, ortalığı velveleye vermeleri para etmeyecek. Etmedi de… İstanbullu, şamarı vuracak. Vurdu da…
Önceki seçimden 23 Haziran’a kadar geçen sürede her iki aday koşuşturup durdu. Sesleri kısılana değin konuştular. Yoruldular da…
Seçimin yinelenmesi kararından hemen sonra değil de, seçime 24 saat kala tarikat önderi kimilerinin fetva verircesine Binali Yıldırım’a oy istemeleri ilginçti. Adı üstünde, din adamlarıydı sözünü ettiğim tarikat önderleri… Gel gör ki buram buram siyaset kokan konuşmalarıyla seçime kendileri giriyor sanki… Camiye, okula ve kışlaya siyaseti yakıştıramayanlar şimdi her üç kurumda da aktif siyaset yapıyorlar. Siyasetin en fazla yapıldığı adres oldu bu üç kurum. Hocalar, okulların yöneticileri ve askerler RTE’nin partisinin değirmenine su taşımayla meşgul oldular. Hem de olanca güçleriyle…
Onlardan biri olan Cüppeli Ahmet, “Şeytanın oyununa gelen ve garaz duygusu ile şer ittifaka oy veren PKK, HDP, CHP, İYİ PARTİ ve SAADET PARTİSİ’ne yazıklar olsun!” dedi.
Cüppeli, açık açık Binali Yıldırım’a oy istedi. Bir zamanlar İBB’de yakınlarına kıyak yaptığı için görevine son verilen, oğlunun gemileri ve şirketleriyle her daim gündemde olan zengin Binali’ye…
Bir de dedi ki, “Âlimlere danıştım.” Bu konuşmayı yapmadan önce danışmış âlim bildiklerine…
Zenginsever, lükssever bir molla Cüppeli. Biraz da lümpen!
Rizeli Ali Kemal Hutoğlu da 32 yıl Kasımpaşalı Molla Kemal olarak / İsmailağa Cemaati ileri gelenlerinden biri olarak “Ümmeti sevindirelim”’ diyerek Binali’ye oy istedi.
Mollalar, siyasetin aktif önderleri. İktidarın yalayıcıları… Varlıkları da iktidarın kalıcılığına bağlı. AKP bitti mi bilin ki onlar gene köstebek gibi inlerine çekilecekler. Ta ki yeni bir AKP doğana kadar… İstanbul seçimleri, onlar için çok önemli. Bitlerini kanlandıran AKP’li İBB… Bunun bilincindeler…
Destek olmaları doğal. Besleniyorlar çünkü…
Ya Osman Öcalan?
TRT Kürdi’ye açıklamalarda bulundu. Seçimden hemen önce… Sormak gerek, neden 1 Nisan’da, 20 Nisan’da değil, 15 Haziran’da değil de seçime beş kala…
Siesta mı yapıyordu bu bey? Öğle uykusuna mı devam ediyor… Haziran sıcakları başına mı vurdu yoksa… Durduk yerde neden?
Beyefendi diyor ki: “Ekrem İmamoğlu, ciddi bir mesaj vermedi Kürtler için. CHP’nin hiçbir projesi yoktur.”
HDP’ye tarafsızlık çağrısı yapıyor. Dese ki sadece, “CHP’nin bir projesi yok.” belki düşüneceğiz.
Oysa herkes biliyor ki İstanbul seçimlerinde HDP’liler İmamoğlu’na oy verecekler. İstanbul’daki Kürtler sağduyulu davranıp oylarını CHP’nin adayı için kullanacaklar. Bunu Mısır’daki Sağır Sultan da öğrendi.
Durduk yerde şimdi ne oluyor HDP’ye tarafsızlık çağrısı?
Amaç nedir? Niyet nedir?
Sesini soluğunu bilmediğimiz/ duymadığımız Osman Öcalan, Binali Yıldırım için mi oy istiyor İstanbul’daki Kürtlerden? Bilelim… Ve de öğrendik, oy istiyor Binali’ye…
31 Mart seçimleri için neden böyle bir düşünceyi dillendirmedi de 23 Haziran’da?
Ülkenin tamamı, İstanbulluların çoğu Ekrem İmamoğlu sevdalısı olmuş, ibre CHP’nin adayından yanayken Kürtlere verilen bu mesajın anlamı neydi?
Selahattin Demirtaş ve Kürtler Öcalan’ın bu çağrısına yüz vermediler. Bunun İstanbullulara ihanet anlamına geleceğini biliyorlardı çünkü.
Namusluca AKP’ye oy istenebilir. Herkesin CHP’li olması şart değil çünkü… Kimse de buna ses çıkarmaz.
Seçime dakikalar kalmışken böylesi bir açıklama yapmak aklıma Şair Eşref’in, Ömer Hayyam’ın dörtlüklerini ve Can Yücel’in küfürlerini getiriyor.
Siyasi Mevtalar Mezarlığı, 23 Haziran 2019’da kapılarını çalan Osman Öcalan’ı eminim bağrına basmıştır...
Yakıştığı yer orasıydı çünkü!
Mevta, bir değil ki…
Devletin olanaklarıyla oradan oraya uçan RTE, oturup kalktığı her yerde Binali dedi. Devletin olanaklarıyla biti kanlanan her kurum/ vakıf Binali dedi.
Sonuçta Binali kaybetti. İzmir’de de kaybetmişti. Milletvekilliğinden istifa edip köşesine çekilse daha onurlu olmaz mıydı?
Kozmik odayı açtıran, yabancı servislerde ve terör örgütlerine yerleştirilen 813 gizli servis elemanının ifşa edilmesine neden olan ve yok edilen bu 813 kişinin ölümüne neden olan Bülent Arınç’ın Cumhurbaşkanlığı YİK üyeliğinin ilk toplantısında maaşlarına 5 bin lira zam yapılması karşısında kendisini eleştirenlere ‘ edepsizler ‘ demesi düşündürücü değil mi?
Kendisinin Fetöcü olduğuna dair söylentiler karşısında “Ben Fetö’nün terör örgütü olduğunu darbe gecesi öğrendim. Bana bu nedenle ahmak diyebilirsiniz.” şeklinde konuşan Arınç’ın önceki yıllarda “Kahkaha atan kadın iffetsizdir.” dediğini de bilmiyor değil bu toplum.
Fetöcü diye damadı içeri alınmıştı bu zatın. Televizyonlarda Fetö için güzel duygularını dillendirmişti bir zamanlar.
Fetö’nün siyasi ayağı araştırılırsa en başta Arınç ve Arınç gibi onlarca milletvekili cezaevini boylar. Bu kadar deşifre olmuşken neden istifa edip köşesine çekilmez de YİK’te emir erliği yapar?
Siyasi Mevtalar Mezarlığı’nda yeri hazır oysa… Gidip dinlense orada olmaz mı sanki…
SMM’ de yeri hazır olanlar ne bir ne beş…
Tam zamanıdır, ‘AKP İktidarda kalsın mı gitsin mi?’ referandumu…
Her konuda referandumcu kesilen AKP’ye muhaliflerin ısrar etmesi gerek:
“Var mısınız referanduma?”
SMM, AKP’lileri bekliyor unutmayın!