Ajans Bakırçay
2024-08-06 12:49:22

Korkudan korkmak

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 06 Ağustos 2024, 12:49

Oturduğunuz kahvede çay içerken yan masadaki biri, sözünü ettiği kişi için 'mitoman', 'adam ne dediğini bilmiyor', 'komisyoncu', 'cahil', 'hırsızların hamisi' gibi sıfatları sıralasa; korkar, herhalde ufak ufak tüyersiniz oradan.

Korkudan korkmak dedikleri işte bu!

Kim bilir kimden söz ediyor… Varıp da ülkenin herhangi bir yöneticisine dil uzatmışlığı yok ki, ne diye korkuyorsunuz ki o adamın sözlerinden. Bırakın istediği gibi konuşsun, ne var ki bunda?

Ankara’nın göbeğinde "Hırsız var!" dedi diye şimşek hızıyla oradan kaçan insanın ruh hali bu!

Adam kim bilir kim için diyor bunu?

Sağımız solumuz, önümüz arkamız korkutulmuşlarla doldu.

***

Bazı sözleri her yerde her zaman söyleyesim geliyor. İşte onlardan biri:

"Dünyaya uyum sağlayanın dünyaya katkısı olmaz. Terakki ancak irrasyonel insanlarla olur."

Malum, iki tür insanla karşı karşıyayız; dünyaya uyum sağlayanlarla ve dünyanın kendilerine uymasını bekleyenler…

Yanlış mı?

Yaratım için biraz da uyumsuz olmak gerekiyor galiba.

İrrasyonel sözcüğü bana hep bir bilim insanımızı anımsatıyor: Celal Şengör’ü!

Ne diyor?

"Tanrı arayışı, olmayan bir şeyi aramak. Dolayısıyla irrasyonel bir şey! İrrasyonel bir şeyin içinden her türlü kötülük çıkar. Dolayısıyla artık bundan vazgeçmek gerek."

Seversiniz sevmezsiniz, şu var ki İlber Ortaylı ve Celal Şengör tarih ve jeoloji bilimi konusunda ülkemizin en önemli iki akademisyeni. Uluslararası bir şöhrete sahip her ikisi de…

Sözlerine itiraz etmek yerine düşünmek/ merak etmek ve onları anlamak gerekmez mi?

Her ikisi de binlerce kitaplı kütüphanelerin sahipleri.

Herkes Celal Şengör ile hemfikir olmak zorunda değil tabii ki… Onların da böyle bir dertleri yok zaten.

İşin içine Aziz Nesin’i de dahil edince onların birer şirin uyumsuz/ huysuz olduklarını düşünebiliriz.

Zaten, yaratım için biraz da uyumsuz olmak gerekmiyor mu?

İnsanoğlu, başka başka yaşam biçimlerini merak ettiği için buluşlara imza atıyor zaten. Kuşku ve merak değil mi zaten bilimlerin önünü açan…

Başka bir yaşam biçimini bilmemek/ düşünmemek insana değil hayvanlara özgü.

Epiktetos ne güzel söylemiş: "İnsanlar bir şeyler yüzünden değil, şeylerle ilgili düşünceleri yüzünden acı çeker."

Onun bir başka sözünü de anımsamanın zamanı: "Eğer öküzlerle domuzlar konuşabilseydi, yemden başka şeyleri düşünenlerle alay ederlerdi."

Celal Şengör’ü bu nedenle herkesin anlayabileceğini sanmıyorum.

"Yazmak cesarettir" derler. Belki bu nedenle olsa gerek. "Yazar, herkes gibi yaşayamayan kimsedir."

Aynı zamanda da Selim İleri’nin dediği gibi’’ Yazmak yalnızlıktır. Yazmak, yalnız başına kalmayı göze almaktır.

***

Gelelim bir başka can alıcı söze: "Bir toplumun dönüşüme ne kadar açık olduğunu o ülkede sanatın ve sanatçının durumuna bakarak ölçebiliriz."

Heykele, tabloya, müziğe ve şiire baktığında hiçbir yorum yapamayan/ sanatın içine tükürebilen siyasilerin bulunduğu bir coğrafyada Aziz Nesin, Nazım Hikmet, Mehmet Aksoy, Fazıl Say, Celal Şengör olabilmek gerçekten zor!

Toplumca yabancısı olmadığımız korkuya gelince…

Herkesin malumu olduğu üzere, terör/ dış güçler ve FETÖ masallarıyla ülkemiz insanı sürekli korkutuluyor. Bir amaç uğruna bir araya gelen kitleler polis jopuyla dağıtılıyor. Bunun için insanlar bir araya gelmeye korkuyor.

Ne var ki korkunun ecele faydası yok. Korkutanların korktuğu artık anlaşılır oldu.

Baksanıza, Cumhurbaşkanı Cuma’ya bile giderken yüzlerce koruma ile gidiyor.

Neden acaba?

Marcel Proust, 1918’de Almanlar Paris’i bombaladığında bombalardan çok farelerden korktuğunu itiraf etmiş.

Akrepten, yılandan, fareden, çıyandan korkuyor olmak insani bir duygu.

Ama en kötüsü bir insanın kendi halkından korkuyor olması…

Korkudan korkmamak gerektiğini dile getirmeye çalışanlara, bilim ve sanat insanlarına saygıyla!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.