Türkiye’ye hilafet geliyormuş.
Halife bizden olacakmış.
Halifemiz bütün dünya Müslümanlarını tek elden yönetecekmiş.
O Müslüman ülkeler ki para çokluğundan kibrin doruklarını dahi aşağılarda bırakmış, bulutların bile üstünde gezinen şımarık liderlerle dolu.
O şıpşımarık liderler “Ah bir halifemiz olaydı keşke!” diye dört gözle bizi bekliyorlarmış.
Politik açıdan saygınlığı, siyasi açıdan güvenilirliği yok edilmiş, ekonomik açıdan batırılmışlığı da ayan beyan ortada olan; ikide bir borç para istemek için kapılarını aşındıran bir ülkenin hilafet ilan etmesini, halifenin kim olacağını açıklamasını bekliyorlarmış. Çok heyecanlılarmış!
O halifenin kendilerine liderlik etmesini, kendilerine hükmetmesini, ne yapacaklarını buyurmasını dört gözle beklediklerinden şüphe mi edeceğiz şimdi? Etmeyiz tabii ki!
Etmemeliyiz!
Gerçeklikle ilişiğimizi kesmeliyiz!
Minibüslere doluşmalı, Hilafetçi geldi hanııım(!) diye anons ederek cadde sokak dolaşmalıyız!
***
Anayasa’sını yok etmiş, ekonomisini batırmış, işsizlik ve yoksulluğu hiç olmadığı kadar derinleştirmiş bir yönetimi cezadan kurtarmak, ancak gerçeklikle ilişiğimizi kesmekle mümkün olabilir çünkü.
Haydi öyleyse, hilafetçi geldi hanııım!
Dur, dur! Ne cezasıymış o?
Anayasal düzeni yıkma suçunun cezası.
Hık!
Deniz’i, Hüseyin’i Yusuf’u, “Anayasal düzeni yıkmak istiyorlar.” diye asmadınız mı daha dün? Bunlarınki istemek de değil, resmen yıkmak. Ve yıktılar işte. Artık bir Anayasa’mız yok. Anayasal düzen yok.
Anayasa lağvedildi. Meclis lağvedildi. Hukuk lağvedildi.
Öyleyse hükümet de lağvedildi. Cumhurbaşkanı da lağvedildi.
Anayasa yoksa Cumhurbaşkanı nasıl var olur?
***
O Cumhurbaşkanı ki o Anayasa’nın hükümlerine göre seçilmişti.
Hükümlerine göre seçildiği Anayasa’yı yok saydı.
Son seferinde zaten Anayasa’ya uymaya uymaya aday olmuş ve seçtirmişti kendisini değil mi? Yanlış mı biliyorum? Anayasa’ya uygun mu seçilmişti yoksa? Öyle olmuştu da biz mi bilmiyoruz?
Yasadışı adaylıkla yasal başkan olunur mu?
Öbür söyleyişle, kanunsuz aday kanuna uygun başkan olabilir mi?
Olmaz.
O yüzden o Anayasa’dan acele kurtulmak lazım değil mi?
Yıkın bütün kurumları!
Yıktık bütün kurumları!
Her kurum yok edildiyse tek bir kurum nasıl ayakta kalabilir?
Kalamaz!
Kalamaz ama yargı uyuyor!
Muhalefet uyuyor!
O yüzden yasadışı her şey yasal gösterilebiliyor.
***
Yerel seçimlermiş. Adaylıkmışmış…
“Sen istediğin kişiyi belediye başkanı seç, ben onu nasıl olsa görevden alır, yerine kayyum atarım!” diyen birisi varken ne seçiminden söz ediyoruz biz?
Seçim sadece hikâye!
Oyalamaca…
Genel seçimler de öyle değil miydi? Sahte video ile, şu partinin, bu partinin oylarını kendine yazdırmak ile, mezardakilere bile oy kullandırmak ile, rakip partilerin adamlarını yüklü paralarla satın almak ile alaşağı edilmedi mi karşısına çıkan aday?
Meclis, kendi milletvekiline sahip çıkamıyor. Hataylılar oy kullanmamışlar, kendilerine bir vekil seçip meclise göndermemişler sanki. Vatandaşın oyları yok hükmünde.
***
Kim yardım ediyor, bütün bunların yapılabilmesine kim yol açıyor?
Bu niye böyle?
Sinan Ateş’in katili, bir partinin içinde olduğu için böyle.
Konuyu Sinan Ateş’in katilinden uzak tutmak, gündemi o katilden uzaklaştırmak için Anayasa Mahkemesi yok edildi. Hukuk yok edildi. Anayasa yok edildi. Kendini var sanan Yargıtay da yok hükmünde artık oysaki!
Ne yazık!
Bunun böyle olmasını sağlayanlar da çok milliyetçiler. Kesseniz kanları Türk Türk diye akar. Böyle işler işleyerek Türkiye’yi yok ediyorlarmış, ne gam! Yeter ki katil gizli kalsın! Yeter ki mafya düzeni devam etsin! Türkiye varsın yıkılsın!
Türkiye’ye varsın hilafet gelsin!
Türkiye varsın şeriata geçsin!
***
Göz göre göre yıktılar güzelim ülkeyi.
Göz göre göre…
Siz de susmaya, pısmaya devam edin!
Ülkeyi savunmuyorsanız, terk etmek zorunda kalırsınız.
Terk etmek zorunda kaldığınızda gidecek bir yeriniz varmış gibi susun, hâlâ susun!
***
Susanlar da yıkanlar kadar suçlu!
***
Bu yazı, anayasal suç işleyenleri hukukçulara ihbardır!
Bu ülkenin bir Anayasası var. O Anayasa’ya herkes uymak zorunda! Anayasa’sını koruyamayan hukukçu, hukukçu değildir; vatandaş, vatandaş değildir; siyasetçi, siyasetçi değildir.
Nokta!
Alev Subaşı 12 Ay Önce
Yürütme, kasıtlı olarak anayasal bir krizi manipüle ederek tez vakitte kendi arzuları doğrultusında bir anayasa yapma oldu bittisi tezgahlıyor.Bu hususda boğazına kadar boka da batsa kendisini destekleyen kemik kitlenin varlığından güç aıyor diye düşünüyorum .Yazdıklarınız kalpletde derin sızı yaratacak türden.Kaleminize sağlık