Belediye seçimleri bitti kazananı CHP oldu. Başımızın üzerinde yeri var. Bu kazanım konusunda en önemli sebep olarak maaşlarda iyileştirme yapmadığından dolayı, Cumhurbaşkanına kızan emekli insanlarımızın oyu CHP’ye kayarak seçimlerde başarılı çıkmasını sağladı. Bugüne dek alınamayan yerler alındı. Özellikle Özgür Özel’in memleketi, Manisa bir efsane oldu.
İşin aslı öylemi acaba? Kızan emekliler mi CHP’ye kayarak başarı sağlamasına yol açtılar?
Şeytan ayrıntıda gizli derler. Gerçeklerde ayrıntıda daha belirgin ve daha sağlam dururlar.
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı yarışında emekliler çok iyi durumda mıydılar ki emekli oylarını alamadı. Üstüne üstlük bayram ikramiyesi diye meydanları inleterek sıkıştırdığı hükümete bir para ödetmesi yapmış, seçim sözü olarak kendisinin bayram ikramiyesi 8.000.-TL olarak ödeyeceğini vaat etmişti. O günün koşullarında cazip bir paraydı.
Ekonomi bugüne iki dakikada kötüleşmedi Cumhurbaşkanlığı seçiminde de kötü şartları soluklarına kadar işlemişti ve nefes alamıyorlardı.
Ama oylar CHP’ye gelmedi. Para işi olsaydı o gün emekliler CHP’ye oy vermesi gerekirdi. Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olurdu. Ama olmadı.
Özgür ÖZEL, hiçbir vaatte bulunmadı emekliler için ama oyu emeklilerden aldığı bir gerçek. Ama para için değil bu oy veriş bizim çocuklar kazansın projesinin bir işleyen süreciydi gerçekleşti bu aşama.
Kılıçdaroğlu’nun Alevi oluşu onun başarısız kılınmasında yatan en temel olguydu.
Meral hanım boşuna mı o kazanamaz projesini işleyip durdu. Kazanacak CHP’li olmayan CHP’lileri işaret ederek Kemal beye hançeri çekmişti. Tabii sadece Meral değildi. Hançerciler kalabalıktı.
Hançerleneceğini bile bile sırf CHP gelecekte kazanan olsun diye 6’lı masa kurdu ve sürdürdü. Amaç CHP’ye oy vermeye eli gidemeyenleri oy vermeye alıştırma süreciydi. Doğrudur kendi partililerine milletvekilliği çıkaracaklardı ancak bu sayede elleri korkmadan CHP’ye de oy verebilir olacaklardı.
Nihayetinde belediye seçilerinde bu kısmen başarıldı.
İkinci aşama; bizim çocuklar başarısız olursa Kemal bey pusuda bekliyor Aleviler oy vermeyerek başarısızlık sağlayıp seçim yenilgisi üzerinden, yeniden partiyi ele geçirecek söylemiyle bizim çocukların başarılı olması yolu açıldı.
Aslında biliyorlar ki Aleviler CHP’yi asla terk etmezler. Dövülseler de, kafa gözleri kırılsa da asla gitmezler. Kapıdan kovulsalar bacadan girerler. CHP’siz kendilerini çıplak hissederler. Öyle ki bir sınava tabii tutsanız önce CHP’li misin yoksa önce Alevi misin? Kesin sonuç CHP’liyim çıkar.
Peki! Buna rağmen neden Alevilerin varlığı rahatsız edici bulunup proje ayağı seçildi?
Kemal beyin egale edilmesi gerekiyordu. Aleviler buna hazırlanması gerekiyordu, hazırladılar. Seçimlerde sürekli yenilen CHP’nin faturasını Kemal beyin artık gitmesiyle ödemeliydi. Arif Sağ’ın Kemal Kılıçdaroğlu’na yazdığı mektubunda bu çok açık belli oluyordu.
Projenin diğer ayağı: Parlamenter sistemi isteyen yoktu ama Kemal beye bunu dillendirerek bu işinde Kemal beyin Cumhurbaşkanlığı ile birlikte bir tarafa atılması sağlandı.
Artık bizim çocuklar hem seçimde başarılı oldular, hem partiyi ele geçirdiler ve potansiyel değil artık önümüzde Cumhurbaşkanı olacaklar. Hem de parlamentarizme kaçmadan. Sistemi oturtarak tek adamcılık bizim çocuklarında hakkı oldu.
Projenin handikap yeri var. Özellikle millet kavramı yerine ümmet toplumu üzerine oturtulması. Unutulmasın ki Atatürk Türkiye’si, ümmetçilikten kurtulmak millet olmak şiarıyla mücadele ederken bizim çocuklar dinci partilerin çok sevdikleri zemin üzerinden proje oluşturup seçim kazanma gayretleri sonunda gide gide tarikatçıların güç kazandığı ve pazarlığa oturulduğu sürece dayanır ve bir çıkmaz sokak olarak başarı başarısızlığa dönüşür zaman içinde.
Çünkü Alevi kazanmasın diye Sünnilik yapmak zorunda kalırsın. Laiklik güme gider. Bu toprakların mezhep, milliyet ve hemşericilik anlayışı yerine vatan bir bütün politikası ile ayrımsız, ötekileştirmeden Atatürk CHP’si devam ettirilebilir. Tarikat şeyhlerin kucağına oturtacak projelerden uzak durmalılar. Gericiliği kazandırırsanız;
O zaman da bizim çocuklar, dönüp dönüp laikliği yeniden okumak zorunda kalır.
***
Nice sağlıklı yıllar, mutluluklar dilerim. Sağlıcakla kalın.