Ancak katılımcı demokrasiyi politik bir araç veya yöntem olmaktan ziyade, hayatın içine entegre olmuş bir yapı olarak düşünmek, inanarak uygulamak gerçek işlevine kavuşturur.
Bir kent için alınacak yatırım, yapılacak bir iş için o kentin yaşayanların bilgisi ve onayı dâhilinde katılımlarına açık şekilde yapılması halinde şeffaflığın getirdiği doğru bilgi doğru işin ortaya çıkmasına ve yapılan her ne ise genel kabulünün sağlanması mümkün olacaktır. Karşı çıkışlar bireysel çıkarların odağına takılır ve kentten çok bireysel beklentilerin hayat bulmayışıyla sonuçlanır.
Şöyle örneklemek mümkün: Siz hastane yapılmasını sağlarsanız; özel muayenene sahipleri, müşterilerinin azalması alternatif oluşmasından bireysel çıkarları zedelenir. İyi eğitim sağlarsanız, özel eğitimciler sıkıntılanır. Peki! Eşit imkân sunulan genel çıkarların karşılanması bireylerden daha önemli değil midir?
Katılımcı demokrasiyi yerelde yapınca ne kazanırız:
- Öncelikle kentin bir parçası olduğu ve alınacak kararların kendisinin yaşamının diğer kent paydaşlarının yaşamlarıyla birlikte etkilediği bilincinin diri tutulmasını,
- Yaşamını etkileyen bu kararların alırken pasiflikten kurtulup harekete geçerek alternatif ve dengeleyici paralel bir güç oluşturarak başlangıçta yanlışın, bireysel çıkarların karşılanması yerine toplumsal ihtiyaçların karşılanmasında öncelik sağlanması,
- Ortak karar alımının mevcuda olan güvensizlik, ilgisizlikleri aşılabilir; yozlaşmanın önü alınabilir.
- Çünkü katılımcılık ne kadar yaygın olursa o kadar toplumsal ödev ve sorumluluk yüklenirler; yurttaş olmanın gereklerini daha bir kavramalarına yardımcı olur. Sadece oy veren değil karar alımına ortak olan bir kentli, ilçeli, mahalleli. Çünkü otoriter ya da bırakınız yapsınlar bırakınız etsinler anlayışları ile denenmiş yönetimlerin vurgunculuğu, yozlaşmışlığı artırdığı görülmüştür.
- Sadece oy vermenin sonuç doğurmadığı çünkü seçilen meclis üyelerinin dahi temsiliyet anında otoriterliğe boyun eğdiği, kararlara katılımı mecliste sadece el kaldırma olarak işlevleştirdikleri bu nedenle de belediye başkanlarının kendi belediye meclis üyelerinin belirlenmesinde kendi listesini dayatması başka türlü anlaşılmaz.
- Toplumsal yapının hepsi aynı görüşte olacak anlamı çıkarılmasın. Elbette çok zıt bakış açıları ve niyetler konuşulacak aktaracak ortamın sağlanması gerekiyor. Niyetinin ve fikrinin suç sayılmayacağı, açık görüş belirterek fikirlerin karşılıklı belirtilmesinin siyasal kargaşa zemini için değil kararların daha doğru ve daha kalıcı yaşanılabilir bir kentin varlığını sağlayacağı öngörülmelidir. Elbette farklılığımızın yarattığı inançsal, siyasal ve kültürel farklılıklarımızı düşman etme tuzaklarını hayata geçirmek isteyenler bu zeminde yaşanan ortaklaşma ve açıklıkla aşılabilecektir. Çünkü birlikte yaşanabileceği görüldükçe işbirliği sağlanacak, aktif olmak isteyen vatandaşlara, kendilerine ilişkin kararlara katılma olanağı verilecektir.
Halka açık sokak toplantıları, Site toplantıları mahalleleştirilmiş köylerin meydan toplantıları çok önem arz etmektedir. Yerel temsilcilikler dernekler, oda ve birlik temsilciliklerle yoğun görüşmeler katılımcılıkta rol oynarken kent konseyi işlevsel sağlanması belirgin olacaktır.
Seçim aday belirleme sürecindeyiz. Birçok ilçe ve büyükşehirde mevcut başkanların neden göreve devam ettirilmesi gerektiği yazıları yazılmakta. Dikili için şuana kadar mevcut başkanın kalmasına dönük bir talep yazısına basında rast gelmedim. Ben de neden mevcut başkanın bir daha kenti temsil edecek başkan olmaması gerektiği yaygın görüşleri aktaracağım.
Öncelik kişisel tavrında ortaya çıkan kibir abidesi ünvanını aldıran kibirliliği. Kendi gölgesine aşık bir başkanın kentliyi küçümsemesi, kendinin kararlarının tartışmasız doğru ve güzel olduğu inancına dönüşmüştür. Demokrasiye inanmayan bu görüntü siyasal bir çöküşün açık göstergesidir.
Öncelik aldığı hizmetlerin bile ticari bir kazanç dürtüsüyle yol alması nedeniyle estetik, kalıcı ve ortak paydayı yakalayamamış bir hizmete dönüşmüştür; Örnek: Belediye ekmek fırını bu kentte alternatif bir fiyat dengeleme unsuru olarak hizmete sunulmuşken, fırın rekabeti ortadan kaldıracak tekel olma yolunu destekleyen ekmeğin tek elde üretimini kolaylaştırıcı bir kararla özele, mevcut fırıncılardan birine teslim edilmiştir. Sosyal belediyecilik politikasını savunan CHP’nin ilkelerine aykırı bir tavırla hem de.
Köy mülklerinin işçi maaşlarını ödenmesi adına satılması ki bir önceki dönem arsa satışlarına karşı çıkışı yapan kişinin aynı koltuğa oturarak bu satışları yapması, bazen bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler ve bazen otoriter başkan tavrıyla ortaya çıkmıştır. Katılımcılığın sekteye uğratıldığı bu süreçte köy muhtarları gayrimenkuller satılmasın uğraşları görmezlikten gelinmiştir.
Tarım ve turizm kentinde tarıma dönük büyükşehir belediyesinin tek başına çalışması olmasa ilçe belediyesinin attığı adımlar var mıdır diye kafalarda soru işareti oluşturmuştur. Turizm ise kendiliğinden artan azalan bir süreç yaşayarak kendi rotasını belediyeden bağımsız belirlemiştir.
Dikili yerel hizmetler temsiliyetinde belki bir ilk olarak halka parmak sallanmış ve “size inat yapacağım” söylemi ifade edilmiştir. Halkla birlik yerine halka inat hizmet ancak katılımcılığın tehlikeli görüldüğü anlayışla yürütmek mümkün. Sevimli bir yanı yoktur.
Bu kentin en önemli, eksiği diyerek yapılan “Kültür Merkezi” daha çok bir Migros market görüntüsüyle perdelenmiş, bir bütün kültür merkezi yapılamamıştır. Yapılana karşı çıkmak değil, ticari davranmanın hizmet biçimini bozduğunun bir başka örneği olmuştur.
Büyükşehir hizmetlerini bir kenara koyun halkın göğsünü kabartan bir hizmet bu beş yıl içinde verilememiştir.
Şikâyet etiği şeyleri çözümlememiş ve şikâyet eden başkan konumundan kurtulamamıştır.
En önemlisi gönül yollarını kıra kıra beş yılı götürmüş, yapılan hizmetlerin görülmesinin önüne kendisi geçmiştir. Bir belde düşman kılınır mı başka türlü…
Bu feryatlar bu Dikili insanın feryadı olup fazlası olup yazılmasının sayfalar alacağını görüp, onun yerine katılımcı belediyecilik anlayışını hayata geçirecek, kendi projelerini bu kentin insanından daha öncelemeyen projelerini halkının fikrini, katılımını ve birlikte inşaasını yapan insanların gelmesi dileğiyle…