Kentsel dönüşümü boş verin. Gelin biz devletsel dönüşelim.
Parlamenter sisteme geçelim tamam ama hemen peşinden, milletvekili seçilme şartlarını değiştirelim.
Üniversite mezunu olmayan aday olamasın örneğin ve bölgenin en zenginleri, şehrin kabadayıları ve mahallenin yalancıları da asla… Kaba, saygısız, bencil, vicdansız kimseler de milletvekili olamasın.
Sonra adayları yeterlilik sınavından geçirelim. Sınavdan geçemeyen aday bile olamasın. (Soruları biz seçmenler hazırlarız. :)
İnsan hakları eğitimi olmayan ve insan haklarını içselleştirmeyen kişi, değil milletvekili, aday bile olamasın.
Bir paragraflık bir yazıyı bile uzun bulup okuyamayan kimse milletvekili olamasın.
Okuduğunu anlamayan kimse milletvekili olamasın.
Karşısındakini dinleme yetisi olmayan kimse milletvekili olamasın.
Empati yeteneğinden yoksun kimse milletvekili olamasın.
Düzgün konuşamayan, sokak jargonuyla konuşan kimse milletvekili olamasın.
İnsan yanı gelişkin insanlar milletvekili olabilsin ki aralarından yolsuzluğa gönül indirecek tek bir kişi bile çıkmasın.
Milletvekili seçilme yaşı, tapu devri yapılırken akıl sağlığı raporu istenen yaştan yukarı olamasın.
Milletvekili maaşlarını da yenileyelim. Bir milletvekili maaşı, bir öğretmen maaşından yüksek olamasın. (Fabrika ayarlarına geri dönülsün.)
Milletvekilliği bittiğinde emekli sayılmak kaldırılsın.
İki dönemden fazla milletvekili olunamasın. Politika meslek olmaktan çıkarılsın.
Bütün barajlar kaldırılsın. Ülke her zaman koalisyonlarla yönetilsin.
Her tür ayrımcılık devletten kaldırılsın.
Milletvekilleri seçmenler tarafından denetlensin. Bakanlar ve başbakan da meclis tarafından.
Devleti yönetmesi için seçilmiş hiçbir parti kendisini devlet sanamasın. Bunun için gerekli düzenlemeler yapılsın.
Milletvekillerinin çoğunluğu bağımsız ve kadın olsun.
“Hamili kart sahibi yakınımdır.” tarihe karışsın.
Hiçbir parti, devletin sosyal yardımını sadece kendi üyelerine, kendi partisinin yardımı imiş gibi dağıtamasın. İnsanları sadakaya bağlıyormuş gibi davranamasın. Hiç kimse seçmenin kafasına öteberi atamasın ve sosyal yardımları, kendisine oy devşirme aracı yapamasın.
Devletin başındaki kişilerin sağlık durumları (akıl sağlığı dahil) aylık olarak halka açıklansın.
Truman ve Marshall kalıntısı -halk içinde ayrımcılığı sürekli gündemde ve sıcak tutan ve her devirde solun sağa doğratıldığı- vicdanı alınmış kontrgerilla, devletin her kademesinden temizlensin.
Yasak sözcükler ve cümleler oluşturulsun. İlk yasak sözcük-cümle “Nerelisin?” olsun.
Tek belirgin önceliği ırkçılık olan bir parti kurulamasın.
Tek belirgin önceliği tek bir din olan bir parti kurulamasın.
Kurumlar sil baştan yapılandırılsın.
Eğitim, 21. yüzyıla uygun hale getirilsin ve en büyük bütçeli bakanlık eğitimle ilgili bakanlık olsun.
Yoksulla varsılın eşit ödediği vergilerin tümü kaldırılsın. KDV, ÖTV vesaire.
Tarımın yaraları sarılsın, “çiftçi” teşviklerle yeniden var edilsin.
Sosyal devlet görevini iyi ve tarafsız yapsın.
Sokak çocukları, insan-kadın-çocuk hakları, yetiştirme yurtları, eğitim, sağlık, tarım, hayvan hakları, istihdam, çevre, doğanın korunması, adalet ve insanca yaşam… konularında düzgün programları olmayan toplulukların parti kurmaları mümkün olmasın.
İlk aklıma gelenler bunlar. Elbirliğiyle bunları çoğaltabiliriz ve çoğaltalım.
Çoğaltalım ki devletsel dönüşümümüz, Fikirtepe’deki kentsel dönüşüme benzemesin.
Hoş, benzese de sorun değil, bizim katlandığımız pespayeliklere katlanamayacağı ayak seslerinden belli olan nesil gümbür gümbür geliyor.
Biz yapamazsak onlar halleder, belki devrim bile yaparlar.
Alev Subaşı 3 Yıl Önce
Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücü ise her yere. Albert Einstein Hak ettiklerimizin hayalini çizdiniz.Kaleminize Sağlık
Gülten üze 3 Yıl Önce
Sözlü sınav da olsun halk tarafından genel merkez belirlemesin adayları partinin üyelerine sandık konsun ayrıca yemek ısmarlama da kalksın yani tavlama bölümü nerden bulacaksın böylesini malzeme neyse yemek o olur