Ajans Bakırçay
2024-02-04 18:45:58

Doğanın değişmez yasaları... Gerçekler ve yalanlar...

Hüseyin Öge

04 Şubat 2024, 18:45

Bilim insanları dünyanın oluşumunun 4.5 milyar yıl olduğunu söylüyorlar. Güneşten kopan ve bir alev topu olan dünya, kendi yörüngesine yerleşince hem kendi hem de güneşin etrafında dönmeye başlayınca soğumaya başlamış. Bu oluşumun çok uzun bilimsel açıklamaları, bilim insanları tarafından yapıldı ve hala da yapılıyor. Yaşadığımız dünya, süreç içersinde bir çok evrelerden geçmiş. Karalar birleşmiş, ayrılmış. Yeni kıtalar oluşmuş, iddialara göre bazı kıtalar ise kaybolmuş. Bu süreçte, denizler, karalar, nehirler, göller, dereler, dağlar, ovalar, vadiler, ormanlar oluşmuş. Yaşanan süreçler yüzbinlerce yıl içinde doğanın değişmez yasalarını da ortaya çıkarmış. Yağmur, rüzğar, fırtına, gece-gündüz, deprem, güneş ve ay tutulması ve buna benzer doğal olaylar ortaya çıkmış. Doğa yasaları yüzbinlerce yıl içersinde ortaya çıkarlar ve bunları değiştirmek söz konusu olamaz. Ancak insanoğlu gerekli tedbirleri alarak doğal olayların tahrip gücünü engelleyebilir veya ortadan kaldırabilir. Bunu da ancak akıl ve bilim yoluyla yapabilir. Bilime inanmayanlar, aklın gücünü kullanmayanlar her doğal olayı 'alın yazısı', 'kader', 'kader planı' gibi sözlerle geçiştirmeye, gerçekleri gizlemeye çalışırlar. Depremler, bu dünyanın bir gerçeği yüzbinlerce yıl önce de vardı ve bundan sonra da var olacaklar. Kıtaların birbirini itmesi sonucu 'Fay Hattı' denilen yer altındaki katmanlar kırılınca devasa büyüklükte çökmeler meydana geliyor. Fay hattı denilen çökmelerin büyüklüğüne, uzunluğuna göre depremlerin şiddeti artıyor ya da azalıyor. Depremlerin risklerini azaltmak ya da minimuma indirmek insanoğlunun elinde mi? Tek kelime ile evet, akıl ve bilimi kullanırsa elinde.

K.Maraş merkezli depremin üzerinden bir yıl geçti. 10 şehri etkileyen bu depramde K.Maraş, Adıyaman, Hatay en çok zarar gören şehirler oldu. Resmi rakamlara göre 50 bini aşkın, gayri resmi rakamlara göre ise 130 bini aşkın insan bu depremde hayatını kaybetti (eski Şehircilik ve Çevre Bakanı, AKP ve Cumhur İttifakı'nın İstanbul B.şehir Başkan Adayı Murat Kurum sonradan düzeltme yapmasına karşın bu rakamı telaffuz etti). Yer bilimi uzmanı Prof Naci Görür, aylar önce nokta atışı yaparak depremin olacağı yeri söylemesine rağmen gerekli önlemleri almayan Tek Adam İktidadarı ölümlerin ve yıkımların bu kadar büyük olmasının sebebi oldu.

'Deprem öldürmez, rant öldürür. Alınmayan tedbirler, ihmaller öldürür' gerçeği bir kez daha kanıtlandı. Fay hatlarının geçtiği yerlerde, zemini sağlam olmayan sulak ve ıslak zeminlerde şehirler kurulursa, demirden, çimentodan çalarak evler yapılırsa, gerekli kontroller yapılmadan yapılan evlere yapı denetim firmaları, belediyeler imar izinleri verise, mühendislik dışı yapılan evlere iki-üç yılda bir 'imar affı' getirilirse depremler öldürür. K.Maraş merkezli 10 ili kapsayan arka arkaya gelen iki depremde de bu gerçek bir kez daha kanıtlandı. Tek Adam İktidarı aylar önce yapılan uyarıları dikkate almadığı gibi ‘immar affı’ çıkardı. Liyakatsiz kadroları işbaşına getirdi. Deprem yaşanınca büyük bir koordinasyonsuzluk yaşandı. Afad, Kızılay, Silahlı Kuvvetler gibi kurumlar depremin ilk 48 saatlik kısmında işlevsiz kaldı. Siyasal iktidar adım atmazken muhalif belediyeler, siyasi partiler ve duyarlı halk yardım edebilmek için deprem alanlarına koştu. Bu yardım çabaları da çoğu zaman engellendi. Tek Adam İktidarı deprem alanlarına ulaşmada halkın söylemiyle 'çok geç kaldı.' Koordinasyonsuzluk ve beceriksizlik sonucu kış şartlarından da dolayı ilk 48 saatte gerekli müdahaleler yapılanmadığı için ölümlerin çoğu bu zamanda oldu. İletişim hatları kesildildiği için yardım çığlıkları duyulamadı. Kurtarıcı iş makinaları deprem alanlarına geç ulaşabildi. Gelen yardımlar gerçek sahiplerine ulaştırılamadığı, keşmekeşliğin devam ettiği görülüyor. Su, yiyecek, erzak, çadır, yatak-yorgan, ısıtma araçları istemleri devam ediyor.

Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen acılar çok büyük, hala yaralar sarılmadı. Söz verilen evler yapılmadı. Hala depremzedeler çadırlarda, konteyner tipi evlerde kalmaya devam ediyorlar. Enkaz toplama ve hasar tespit işlemleri daha bitmedi. Bu yüzden bir çok aile orta ve çok hasarlı olan evlerine giremiyor. Maddi yardım alamıyor. Depremde ölüp ölmedikleri bilinemeyen, sağ çıkarıldıkları görülen ama akibetleri bilinmeyen kayıp çocuklar aileleri tarafından aranmaya devam ediliyor. Depremden ders alınmamış olacak ki, enkaz kaldırma ve ev yapım işleri yine yandaş şirketlere veriliyor. Depremde yıkılan evlerin kimlerin yaptığı iyi araştırılırsa bu gerçek daha iyi anlaşılır. Depremde sorumlu olanlar başta kamu görevlileri olmak üzere, mütehaitler, yapı kontrol şirket sorumlularının çoğu adalet önüne çıkartılmadı, hesap sorulmadı. Bu durum acıların daha da büyümesine neden oluyuyor.

Doğanın yasalarına karşı durulursa 'doğanın intikamı acımasız olur' gerçeği unutulmamalıdır. Rant uğruna; ormanlar, göller, nehirler, dereler tahrip edilirse, kuraklık, seller, fırtınalar, hortumlar, toprak kaymaları, susuzluk, çölleşme vb. ortaya çıkar. Dere yataklarına evler yapılırsa ya da dere yataklarının yolu değiştirilirse şiddetli bir yağmur sonucu bir çok insanın ölümüne veya evsiz kalmasına neden olur. 'Kanal İstanbul' gibi 'çılgın projeler' doğal dengenin tamamen bozulmasına neden olur ve telafisi mümkün olmayan başta kapıda olduğu bilinen 'İstanbul Depremi' olmak üzere bir çok afete kapı aralar. Doğayla dalga geçilmez, intikamı acı olur.

Dikili’de son dönemlerde yaşanan doğal afetlerde doğal dengenin bozulmasından kaynaklanmaktadır. Denizde maden aramaları veya izinsiz ‘Deniz Patlıcanı’ yakalamalar sonrası ortaya çıkan 'Mavi Denizanaları' bir tesadüf değildir. Deniz kirlenince veya denizin kirliliğini ortadan kaldıran, denize oksijen pompalayan ‘Deniz Patlıcanları’ yok edilince sonuç kaçınılmaz olur. Maramara Denizinde ortaya çıkan deniz kirliliğinden kaynaklanan ‘Müsilaj’ların burada da ortaya çıkması yakındır. Maden aramaları için ormanlar tahrip edilirse hortumlar, fırtınalar, ters rüzgârlar, ani sağnak yağışlar tabiki ortaya çıkar. Balıkçı tekneleri, yatlar hatta büyük gemiler batar. Gerekli tedbirler alınmazsa, uyarılara uyulmazsa acılar büyüyerek hep devam eder.

Depremin birinci yılında depremlerde, doğal afetlerde kaybettiğimiz yurttaşlarımızı saygı ve minnetle anıyorum. Kederli ailelerinin acılarına ortak oluyorum. Bir daha aynı acıların yaşanmaması için sorumluların bir an önce bulunmasını, yargı önüne çıkartılmasını ve cezalandırılmalarını istiyorum. Unutmadık, unutturmayacağız, af etmeyeceğiz.

Evrende; bilinen, yaşamın olduğu bir tek 'Dünya' var. Bu dünyayı korumak ellerimizde. Kapitalistlerin kâr hırsı için bu dünyanın yok olmasına izin vermeyelim. Çok geç olmadan yaşanabilir, sömürünün olmadığı, insanların kardeşçe yaşadığı bir dünyayı kurmak için birleşelim, mücadele edelim. Başka bir dünya mümkün!

Yorumlar (2)

Necati Uygur 10 Ay Önce

Duymayan kulaklara, görmeyen gözlere gerçekleri dile getiren Hüseyin hocam eline sağlık

Memet zengül 10 Ay Önce

"Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı"HATAY GARİP KALDI!HATAYI KİM GARİP BIRAKTI?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.