Son zamanlarda ülkemizde, ruhsal sağlıklarımızı olumsuz olarak ve çok yönlü etkileyen gelişmeler yaşanıyor.
Sömürü ve savaş üzerinde yükselen emperyalist-kapitalist sistemin küçük bir parçası olan ülkemizde, baskılar ve karşı direnmenin etkileme gücü oranında, azalan, artan, üzüntü ve sıkıntı veren durumlar emek, demokrasi ve tüm "İyilik Yanlıları" için hep vardı.
Ne var ki bugünler farklı.
İstanbul Bakırköy'de 8 Mart tarihinde, Halk TV’de yayınlanan 'İki Yorum' programının yorumcularından Levent Gültekin, Bakırköy Meydanı’nda programa gittiği sırada, Halk TV binasının önünde yaklaşık 25 kişilik kalabalık bir grup tarafından, kameralarda da izlenebilen bir saldırıya uğramıştı. Bugüne değin yetkililerden tatmin edici bir açıklama gelmemişti. İki hafta sonra gözaltına alınan 3 şüpheliden 2'si 'kasten yaralama' suçundan tutuklandı. 18 yaşından küçük şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yani diğer saldırganlar ne yazık ki bulunamadı. Sonuç bu tür saldırılara kapı aralama değilse ne?
Ülkemizin de imzası bulunan ve "İSTANBUL SÖZLEŞMESİ" Olarak anılan, kadına yönelik aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan uluslararası insan hakları sözleşmesinden, bir gecede, hukuk dışı bir yolla, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile çekilindi. Ve son 24 saatte 6 kadın öldürüldü.
Merkez Bankasının faiz yükseltmesi sonrasında, 4 ay önce atanmış, mevcut başkanın yine Cumhurbaşkanı kararıyla görevden alınması TL’nin önemli değer kaybına neden oldu.
HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu nun Anayasa Mahkemesi kararı beklenmeden, mecliste dokunulmazlığının kaldırılması ve ayni zamanda 6 milyon insanımızın oylarıyla Mecliste temsil edilen HDP’nin kapatılması adımları, antidemokratik uygulamaları bir üst basamağa yükseltti. Daha sonra da Mecliste demokratik bir itiraz duruşunda olan Gergerlioğlu nun, yaka paça polis zoruyla alınarak karakola götürülmesi de "Bu da olmaz" dedirten uygulamalardan biriydi.
Bu arada fırsat kollayanlar "Meclis Hilafeti de getirebilir" çağrıları ile Laik- demokratik Cumhuriyete karşı saldırıya geçiyorlar.
Halkımızın ekonomik yaşamı da alt üst edildi. İşsizlik ve hayat pahalılığı insanımızın yaşamını çekilmez kılmaya devam ediyor. İktidarın gündeminde bu sorunlar yok gibi.
En yetkili ağızlar tarafından yapılan değerlendirme ve açıklamalar bunu gösteriyor. Onlara göre her şey çok iyi gidiyor.
Dünyada, korona yönetimi de dahil olmak üzere, olumlulukta en ön sıralarda yer alıyoruz. Elbette olup biteni, her tür araç ve yolla öğrenecek, yazacak, anlatacak ve yayacağız. Ama beraberinde demokratik ve barışçıl tüm itiraz ve karşı koyma yollarını yaşama geçirmekte ve iktidarın hukuksuz tüm girişimlerini engelleme çabalarımızı yoğunlaştırmakta geri kalmadan ve GECİKMEDEN...