Sağlıklı ve uzun yaşam konusunda Japonlar başı çekiyor olmalı. Kafkas halkları ve Nazillililer de anılmaya değer bence. Yıllar önce okumuştum bir gazetecinin Kafkasya gezisini. Ağlamakta olan 130 yaşındaki adama soruyor bizim gazeteci: ‘’ Ölen kişi neyin oluyordu amca? ‘’ Amca yanıt veriyor: ‘’ Oğlumdu. Gençliğine doyamadan gitti. ‘’ Gazeteci merek edip soruyor: ‘’ Kaç yaşındaydı amca? ‘’ Yanıt: 98’indeydi daha!
Geçtiğimiz günlerde de Kape Tanaka öldü. 116 yaşındaydı. Dünyanın en yaşlı kadını olarak öldü. Kendisinden önceki en yaşlı kadın da bir Japon’du gene. Chiyo Miyako idi adı. 117 yaşındaydı.
Bizim Nazillililer de 100’ü deviriyor maşallah. İşin sırrı bol temiz hava mı, yoğurt mu etsiz yaşam mı bildiğim yok. Bildiğim şu ki bu alanda Japonların rekoru kimselere bırakmadıkları… Romancı Haruki Murakami’ye bakınca anlaşılıyor aslında. Murakami 70 yaşında ama 35’inde gibi. Teknolojide, disiplinli yaşamda ve sağlıkta, eğitimde Japonlar bir başka…
Bilimsel araştırma ve çalışmalarda, yayımlanmış makale sayısı konusunda ise İsraillilerin hatırı sayılır bir önceliği görülüyor. Aşı iğnesini bulan Benjamin Rubin bir Yahudi. Çocuk felci aşısını geliştirmiş olan Jones Salk bir Yahudi. Hepatit B aşını geliştirmiş olan Baruch Blumberg Yahudi.
Daha başka mı? Bulaşıcı hastalıklarla ilgili araştırmaları nedeniyle Nobel ödülü almış Elie Metchnikoff. Böbrek dializ makinesini bulan Wilhelm Kolff, ünlü fizikçi Albert Einstein, Psikanalizmin kurucusu Dr. Sigmund Freud, ekonomist- feylesof Karl Marks, ekonomist Milton Friedman- Paul Samuelson. Optik lif kablonun mucidi Peter Schultz, trafik ışıklarını ortaya çıkarmış olan Charles Adler,, sesli filmin mucidi İsador Kisse, telefon mikrofonunu bulan Emile Berliner, ilk mikro işlem çipini bulan Stanley Mezor, ilk nükleer zincirleme reaktörünü geliştirmiş olan Leo Szilard, yapımcı- yönetmen Steven Spielberg- Mel Brooks- Oliver Stone- Neil Simon…
Moda dünyasından Ralp Lauren ( Polo ), Levi Strauss. Yatırımcılar Howard Schultz ( Starbuck’s), Michael Dell ( Dell Bilgisayar), Larry Ellison ( Oracle )
İnsan gözü hakkında bilgilerimizi geliştiren ve Nobel ödüllü Gerald Wald.
Herbiri Yahudi.
İsterdim ki herkes; başarıyı takdir etsin, iyinin- güzelin ardından gitsin, mutlu olma sanatının kök salmasına katkıda bulunsun, düşmanlıklara son veren bir aşı geliştirsin. Sonuçta herkes bir şeyler ister. Oğul babasından para, dilenci herkesten para, öğrenci öğretmeninden bilgi ister, forvet hep gol atmak ister, toprak da su ister ya… Ancak, her şey istemekle de olmuyor ki… Çaba istiyor. Bilim insanları işte onlar! Çalışıp çabalıyorlar. Malezyalısı, Portekizlisi, Amerikalısı, İngilterelisi… Hiç biri de milliyetiyle, diniyle, cinsiyetiyle gururlanıp kibirlenmiyor.
Hiçbir şey üretmeyenlerin, çabalamayanların Yahudi diye- Hıristiyan diye - Müslüman diye topluma/ insanlığa yararı dokunanlara ötekileştirici gözüyle / önyargılarla bakması neyin nesi diye düşünmekte yarar var bence. İnsanlığa yararı dokunmuş olanlara saygılı olmak… Bunu başarmak gerek!
Metin Oktay’ın fileleri havalandırdığında Galatasaraylının / Beşiktaşlının/ Fenerbahçelinin ayağa kalkıp onu alkışlaması gibi bir ruha her zamankinden daha fazla gereksinmemiz var.
Uzun yaşamak belki de bu ruha sahip olmaktan geçiyor. En azından denemeli…
Önyargısız insanı sevmeyi… Zor da değil!