Kanun yok, kural yok, anayasa yok.
Meclis yok, çünkü varlığı, artık var olmayan Anayasa’yla sağlanmıştı.
Cumhurbaşkanı yok, çünkü varlığı, artık var olmayan Anayasa’yla sağlanmıştı.
Resmi olan, varlığını Anayasa ile, Anayasa’ya göre sürdüren hiçbir şey artık yok.
Buna rağmen varmış gibi yapıyorlar.
Ancak geçersizler. Vatandaş nezdinde hukuki değiller. Anayasal değiller. Meşru değiller.
Nereye kadar varmış gibi yapabilir, nereye kadar varlık dayatabilirler?
Dayatmakla meşru sayılabilirler mi?
Saymak zorunda mıyız?
Zorunda isek bu hangi yasaya göre? Yasa yok ki…
Yasa yok, Anayasa yok artık.
Anayasa Mahkemesi’ni yok saymakla Anayasa’yı yok etti dün meclis.
Kendi kendini yok etti.
Ve kendi kendini yok ettiği gerçeğini anlayamıyor.
Ama sokaktaki vatandaş biliyor bunu. Anayasa’ya darbe yapıldığını herkes biliyor.
Artık bir Anayasa’mızın olmadığını, bir Meclis’imizin olmadığını, bir Cumhurbaşkanı’mız olmadığını vatandaş biliyor.
Bu yüzden, kanuna göre kira arttıran ev sahipleri de bu yıl artık artış miktarlarını uçurdular.
Bu yüzden, herkes her şeyi tutturabildiği fiyata satıyor.
Bu yüzden, herkes kendi cezasını kendisi veriyor. Gidip dövüyor, dükkân basıyor, vuruyor, öldürüyor…
Bu yüzden sahtekarlıklar bu denli arttı.
Bu yüzden, kötülük, seni korumakla görevli kurumun kendisinden geliyor.
Bu yüzden Kızılay, çadırı parayla satabiliyor.
Bu yüzden depremden sonra üç gün boyunca insanlar toprak altından çıkarılamıyor.
Bu yüzden hırsızlıklar ayyuka çıktı.
Bu yüzden silahlanma bu denli arttı.
Bu yüzden, artık kimse hiçbir kuruma güvenmiyor.
Ve bu yüzden bundan sonrası tufan!
Ülke öyle bir yere getirildi ki şartlar, insanları, evrimin en temel kuralına uymaya zorlar oldu.
“Uyum sağla, hayatta kal.”
Çal çırp, öldür ama hayatta kal.
Onursuz olmayı göze al, hayatta kal.
Yırtıcı ol, hayatta kal.
Silahlan, hayatta kal.
Sürüngen ol, solucan ol, salya sümük ağlayan ol, görünmez olduğunu sanarak saklanan ol, işe yararsa hayatta kal.
Köstebek ol, yılan ol, çıyan ol, çakal ol, tilki ol, köpek ol, işe yararsa hayatta kal.
Seçimlerin yok sayılırken seçim yapmaya hazırlan, bukalemun ol, ortama uy, geçersiz Meclis’te otur, geçersiz olacak seçimi bekle, hayatta kal.
Ya da onurunu koru, itiraz et, haykır; orman kanunlarını işleme koyanlar sana kulak verirse işe yarar, düze çıkarsın, yaramazsa ölürsün!
Onurlu ama ölü olmak mı iyi, onursuz ama canlı olmak mı, o artık senin tercihin canım kardeşim.
Ne yazık ki son durum bu!