Ajans Bakırçay
2022-11-10 14:29:39

Şarlo ve Goebbels

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 10 Kasım 2022, 14:29

Sigmund Freud’un Musevilik’in bir Mısır dini olduğunu, Hz. Musa’nın bir efsane kahramanı olduğunu yazmış olması (Musa ve Tektanrıcılık / Say Yayınları) bana çok düşündürücü ve ufuk açıcı geldi.

Özdemir İnce’nin köşesinde okudum bu konuyu.

Cehaletin tavan yaptığı dönemlerde kimi uyanıkların uydurduğu masallarla insanoğlunu binlerce yıl kandırabileceği demek ki mümkün…

Biraz kes yapıştır gibi olacak ama Zülâl Kalkandelen’in yazıları da yiğitliğin sadece erkeklere özgü olmadığının örnekleriyle dopdolu…

Özellikle de son aylarda…

Alkışlamak değil de desteklemek gerekiyor Zülâl Hanım’ı.

Bu yılki 'Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nü almış olan kişinin "İktidara zarar verecekse doğruları söylemek caizdir diyemem" tümcesinin sahibi olması düşündürücü değil mi?

"Sünni bir kadın Alevi bir genç ile evlenemez" diyen o ödülü alan kişi değil miydi?

Kalkandelen’in şu tümcesi sadece laik yurttaşlarca değil herkes tarafından iyi değerlendirilmeli:

"Yazılarında ve konuşmalarında açıkça nefret söylemlerini kullanan, toplumun çeşitli kesimlerini hedef gösterip halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden bir kişinin Cumhurbaşkanlığı tarafından ödüle değer bulunması, tam da içinde bulunduğumuz dönemin simgesi olabilecek bir olaydır."

Gericiliğin temsilcisi 'Saray’ın fetvacısı' olarak anılan bir zat’a 'İlim ve Kültür Büyük Ödülü' verilmiş olmasını "Türkiye Cumhuriyeti’nin bir yurttaşı olarak, bir gazeteci ve bir kadın olarak böylesine çağdışı ve ayrımcılık içeren görüşleri savunan birinin ödüllendirilmesini kınıyorum" diye konuşan/ yazan Zülâl Kalkandelen’e İzmir’den kucak dolusu selamlar…

Evet, yapılan iş gericiliği ödüllendirmektir.

İtalyan tasarımlı/ Alman motorlu/ İngiliz şasili/ Çin bataryalı aracı bize yerli ve milli olarak anlatanlardan birinin "20 yıldır bu ülkede hiç ama hiç kimse 'Beni enflasyonun altında ezdirdiler' diyemez" deyişi de komikliğin daniskası gibi geldi bana…

TOGG’un yerlilik oranının yüzde 51 bile olmadığı yazılıyor. Göz göre göre böylesi yalanlar, toplumu günden güne cahilleştirmelerinden / yoksullaştırmaktan kaynaklanan bir özgüven mi yoksa?

Sosyal medya dalgasını geçmiş bile… "TOGG’u yaptık. Şimdi herhalde sıra fabrikasını satmaya gelmiştir."

Ne var ne yok satıyorlar ya…

Yılmaz Özdil de bu komikliklerden birini köşesine şöyle taşımış: "Hayatının mihengini 6666 ayet-i kerime üzerine kuran AKP Milletvekili Zehra Hanım’ın 4,5 milyon euroluk yatından sonra Afrika’da bakır madenleri olduğu ortaya çıktı."

Geçtiğimiz hafta Polis Akademisi Bandosu’nun AKP’nin seçimlerinde kullanacağı şarkıyı seslendirmesi de söyleyegeldiğimiz komiklikler zincirinin bir başka örneği…

"Cumhurbaşkanının karşısında düğmesi olmadığını unutarak cüppelerinde iliklemek için düğme arayan, önünde saygıyla eğilen yüksek yargı mensuplarını çok evvel tanımıştık" diye yazan gazetecinin sözleri ise gülünçlükten öte bir şey…

Kamunun aracını eşine tahsis edenlerin varlığına ne demeli?

Gülmeniz için yazmıyorum ama yazmak şart!

Biri de kalkmış geçen gün şöyle demiş: "Son yılları saymazsak halkımız huzur ve refah içinde."

Bir muzip de yazmış. "Hafta sonunda oynanan İstanbulspor- Fenerbahçe maçında Fenerbahçe’nin attığı 5 golü saymazsak maçı İstanbulspor 2-0 kazandı."

Daha başka…

42 işçinin yaşamını yitirdiği Bartın faciası nedeniyle tutuklu bulunan Amasra Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca’nın 2020 Ağustos ayından bu yana bankamatik memuru olduğu ortaya çıktı.

Buna ne demeli?

Kazada sorumluluğu olmadığını söylüyor Sayın Atmaca.

Keşke neden bankamatik memuru olduğunu da açıklasaydı.

Komiklikler öyle yaygınlaştı ki sosyal medyada örnekleri suda balık misali…

"Suriyeli bir çocuğun parasını alan İranlı’yı döven Iraklıları kovalayan Afganları Pakistanlılar ayırdı."

Ekmek Üreticileri İşverenleri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar 2022’nin 7 Kasım’ında katıldığı bir programda "Ekmek, aptal toplumların temel gıda maddesidir. Bizim toplum ekmek ile doyduğu için başında 20 senedir böyle yöneticiler duruyor" deyince Kolivar hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 301/1 maddesi uyarınca "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve devletin yargı organlarını alenen aşağılamak" suçundan resen soruşturma başlatıldı. Kolivar, gözaltına alındı.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in sözleri ise bir âlem: "Cihan Kolivar’ın sözleri nefret söylemidir. Milletimizi ve ekmeği aşağılayan açıklamaları hadsizliktir."

Güler misiniz yoksa güler misiniz?

Ya İçişleri Bakanının sözleri?

"Haftada ortalama beş bin uyuşturucu satıcısını veya imalat yapanı gözaltına alıyoruz."

Bakanın sözleri ürkütücü! Bunu dedi diye sayın bakana TCK 301/1’i mi anımsatmalı yoksa?

Halkımız uyuşturucu müptelası mıdır ki haftada bir, beş bin gözaltı?!

Hemen İçişleri Bakanlığının açıklamasını anımsatmış olalım: "2022 Ekim’inde 25 bin 767 operasyonla 32 bin 393 kişi gözaltına alınmış, 1822 kişi tutuklanmıştır. Operasyonlarda geçen aya göre yüzde 95’lik artışla 16 bin 728 kilogram esrar, yüzde 39 artışla 1361 kilogram skunk, 151 kilogram eroin, yüzde 1021 artışla 157 kilogram kokain, yüzde 75 artışla 70 kilogram bonzai, yüzde 39 artışla 773 kilogram metamfetamin ele geçirildi."

Türkiye uyuşturucu cenneti olmuş da bizim haberimiz olmamış meğerse…

Bu ülkeyi uyuşturucu cennetine çevirenlerin kimler olduğunu, dağdaki terörist sayısını bile bilen sayın bakan açıklar herhalde.

İzmir’in simgelerinden olan tarihi Saat Kulesi’nin altındaki çeşmenin muslukları ve musluk kulpları çalındı, çalınıyor. Son bir yılda 75 musluk yenilendi.

İlginç değil mi? Saat Kulesi, İzmir’in göbeğinde ve çeşmenin muslukları göz göre göre çalınıyor. Çalanlar, uyuşturucu kullanıp kendinden geçenler midir de bu denli cüretkârlar?

Cüretkârlık deyince bir başka hikâye…

Demirören Grubu, devlet bankası olan Ziraat Bankası’ndan aldığı 680 milyon dolar krediyi ödemedi.

Devletin Demirören’in tepesine inmesi gerekmez miydi?

Bizde masal anlatıcıları/ hikâye anlatıcıları çok değil ama masallar, masal gibi konular çook !

Bir başka mide bulandıran haber…

Denizli’de bir kuran kursunda aşçı olarak çalışan Ali D., hafızlık eğitimi gören 12 yaşlarında iki öğrenciyi istismar ettiği iddiasıyla tutuklanarak cezaevine konuldu, haberini okumuşsunuzdur. Çocukların anne ve babalarının şikâyetinden sonra Kuran kursu yetkililerinin Ali D.’yi döverek kurstan attıklarını da…

Ne yani! Şimdi bütün kuran kurslarında aynı terbiyesizliğin yaşandığını mı söylememiz gerekecek? Haşa!.

Kendi aramızda haydi bir daha ama dışarıya karşı çok kötü bir görüntü veriyoruz.

Yıllar önce Ali Naili Erdem bir Almanya ziyaretinde Başbakan Helmuth Kohl’a sorar:"Sizce Türkiye NATO için ne ifade ediyor?"

Acı ama gerçek… Kohl’un yanıtı şöyledir. "Geceleri rahat uyumamız için iyi bir nöbetçi…"

Başka bir garabet…

2022 Kasım ayı itibariyle yabancılar 6,5 yılda 95 bin 422’si konut ya da işyeri olmak üzere toplam 105 bin 496 taşınmaz aldı.

En çok taşınmaz alanlar ise komşumuz İranlılar oldu.

İranlılar, Mavişehir ve Bostanlı’ya bayılıyorlar. Güney’de ise Antalya’dan şaşmıyorlar.

Elalem bizden ev - arsa aladursun, iktidarda olan bizimkiler Victor Hugo’nun 'Sefiller'ini gölgede bırakan bir 'Sefalet' destanı yazmakla meşguller.

Cahilleştirmenin ve yoksullaştırmanın destanını yazıyorlar.

Ülkemiz, tüm eğitim kademelerinde öğrenci başına en düşük harcama yapan OECD ülkeleri arasında bulunuyor.

Daha feci olanı ise, 18-24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 60’ının eğitim dışı kalması. Bu gençlerin yüzde 32’si işsiz ve çalışmıyor.

Söz konusu olan eğitim ise başka bir konuyu da dile getirmekte yarar var. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in emriyle bu ülkede 22 bin öğrenci 11. Sınıftan 12. Sınıfa geçirildi. Okula hiç gelmemiş, uyuşturucu- sigara nedeniyle disiplin suçundan sınıfta kalmış olsa da…

Bizim bildiğimiz başarısız olan sınıfta kalırdı. Bu iktidarın yaptığı ya ne?

Cahili ve işsizi çok olan Türkiye’de 310 bin kişi ise cezaevinde. Dünyadaki 195 ülke içinde cezaevlerinde en fazla kişi bulunduran yedinci ülkeyiz.

Örsan Öymen’in şu sözleri kulaklarımızdan çıkmamalı: "Bir ülkenin cezaevlerinde çok sayıda vatandaşın bulunması övünülecek değil, utanılacak durumdur."

Birisi, yanılmıyorsam yeni cezaevleri yapılıyor diye bunu övünerek anlatıyordu.

Cumhurbaşkanı danışmanlarından biri istifa etmişti bilindiği gibi, diğeri de görevden alınmıştı. Nedenini niçinini toplum olarak sormak gerekmez miydi?

"Cahil kesime güveniyorum" diyen Prof. Dr. Bülent Arı’nın Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcılığından YÖK Denetleme Kurulu üyeliğine atanmış olması, onun "Okuma oranı arttıkça beni hafakanlar basıyor" sözleri nedeniyle miydi yoksa diye düşünmez misiniz?

Hükümet, toplumun cehaletine olan güveni nedeniyle aklına eseni yapıyor.

TÜİK, 2022 Kasım başında enflasyonu yüzde 85,5 olarak açıklarken ENAG ise yüzde 185 olarak açıklıyor.

85 milyon nüfuslu Türkiye’de 22 milyon ailenin sadece 2 milyonunun geliri çok iyi. Arjantin’i sollayıp 'Ekonomisi en sefil ülke' unvanını kazandık sonunda.

Öyle yoksullaştık ki devlet 7,2 milyon aileye sosyal yardım yaptığını açıklıyor.

Öte yandan devlet bağlantılı üç ayrı makamdan ayrı ayrı üç maaş alarak aylığı 228 bin 332 lira olan Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy gerçeğimiz de var…

Gülelim mi ağlayalım mı?

Şarlo ve Goebbels, kimileri için idol olmuş gibi

Bir fotoğraf karesi düşünün. İçinde Ajda Pekkan, Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses ve Recep Tayyip Erdoğan olan…

Recep Tayyip Başkan, Ajda Hanım’a soruyor:

"Ajda, sen gördün o dönemleri… Kanuni mi daha iyiydi ben mi?"

Sosyal medyadaki bu incelik kokan espriye bayıldım!

Ekmekle/ tahılla beslenmiş olsak da ince espri yapanlarımız az değil.

Bizim toprak mizahçılar için bulunmaz adres…

AKP, başörtüsü konusunda anayasa değişikliği yapmak istiyor ya…

Meclisteki oy sayısı da buna yeterli değil ya…

26 milletvekilinin oyuna gereksinimi var ya…

HDP’ye ne diyorlardı?

HDPKK!

"HDP eşittir PKK" dememiş miydi Recep Tayyip Erdoğan?

Üç beş gün önce HDP ile görüştüler.

The End!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.