Ajans Bakırçay
2024-08-20 21:11:39

Sizden korkan sizin gibi olsun!

Aysel Korkut

20 Ağustos 2024, 21:11

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, iktidar yurt içindeki her türlü krediyi engellediği için, metro yapımlarına devam edebilmek amacıyla yurtdışından kredi arıyor, buluyor ve alıyor.

AKP döneminde İBB'den 15 MİLYARLIK ihale almış olan Met-Gün İnşaatın, yaptığı yapmadığı asfalt işlerinden kalma bir alacağı var. İBB, Met-Gün İnşaatın, muvazaalı ihalelerini soruşturduğu için son ödemeyi durduruyor.

Met-Gün İnşaat, Metin Güneş, ortağı da Tüpçü'nün dünürü Kalyon imiş. Hazretler, İBB’nin metro için aldığı krediye haciz koyduruyor. Belediyenin, kredinin icra kasasında bekletilmesi talebi reddediliyor, para aynı gün çekiliyor.

Şey gibi… Hani bazı belediyeler zor durumdaki insanlara iletmek için kampanyayla para toplamıştı ve iktidar, sevmediği o belediyelerin para toplamasına, haşa toplayabilmesine içerlediğinden mi yoksa o tatlı sıcak, keş paraya göz koyuverdiğinden mi bilinmez, hemen el koymuştu ve ihtiyaç sahipleri de elleri böğürlerinde kalakalmışlardı ya, pandemide miydi, depremde mi orasını unutmuşum, bu da onun gibi bir şey sanırım.

Gazeteci Bülent Mumay, bu konuyla, yani Saray müteahhidi Met-Gün inşaatın İBB'nin metro parasını haczettirmesine dair haber ve paylaşımlar yapıyor.

Pek tabii ki haber ve paylaşımlar aynı gün yasaklanıp engelleniyor, kaldırtılıyor. Bülent Mumay da hemen mahkemeye veriliyor.

Onurlu, gururlu, kıymetli ve pek şerefli adalet veya adaletsizlik sağlayıcılarımız- sağlamayıcılarımız da kendisinin yirmi ay hapis yatması gerektiğine karar veriveriyorlar.

Burnu sürtüle de bir daha böyle şeyleri gördüğünde, yazmayı ve haber yapmayı düşünmeye, gözlerini kapayarak, sırtını dönerek yanından sessizce geçip gide.

Ne hoş di mi?

Tutar mı bilmem ama ya tutarsa diye uğraşıyorlar. Dur, dur… Aslında tam öyle de denemez. Ya tutarsa diye değil galiba… Çünkü göz korkutmanın, çevrelerini saran herkeste mutlaka tuttuğunu görmüş, buna alışmış, buna inanmış, her şart ve koşulda ve her zaman tutacağını düşünen- sanan insanların sıradan bir uygulaması bu. Zaten başka türlüsünü de bilmiyorlar. Parayla satın alabildiklerini satın alıyor, alamadıklarını korkutuyorlar. Satılık olmayan ve aynı zamanda korkmayanlara rastlayınca da resmen dengeleri bozuluyor adamların. Ne yapacaklarını bilemiyorlar. Üzülüyor insan o zaman! Yazık ama yaaa!

Ne güzeldi oysa sen, ben, bizim oğlan ihaleleri falan! Kimse görmese keşke bunları! Görmese de çıkıp muhalefet belediyelerine hitaben, “Belediyelerde sen, ben bizim oğlan olmaz, bu tür uygulamalar kötüdür.” diye nutuklar atabilsek! 

Ah kimseler görmese, duymasa, bilmese!

Ama halkın zor güç bulunmuş metro kredisine el koyuluyorsa bunu kimselerin görmemesi mümkün mü? 

Değil ama diyelim ki toplumda on beş yirmi kişi var. Bunlardan birisi, görür de lafını edersem işimi yapmazlar diye görmedi. İkincisi çoluğumun çocuğumun işine taş koyarlar diye görmedi. Üçüncüsü, bunlar bizimkiler, ne yapsalar doğrudur diye içinden alkışladı, olayın duyulmaması için üstünü örttü. Dördüncünün görevi zaten böyle işlerin görülmemesini sağlamaktı. Görülmemesi için trollük dahil her şeyi yaptı. Beşincisi ödleğin tekiydi, görünce ödü patladı ve görmezden geldi. Altıncı, bana da ihale verirler diye bekliyordu, görmesi iyi olmazdı, görmedi. Yedinci, bu insanları ne yaparlarsa yapsınlar çok seviyordu, çünkü alınları secde görmüş insanlardı, yaptıklarının kötü şeyler olabileceğine asla inanmaz, inanamazdı, kötü diyenlere gülüp geçti. Sekizincinin kaptığı koltuk pek yumuşak ve pek rahattı, o koltuktan olmak istemezdi, görmedi. Dokuzuncunun aklında vatanının iyiliği vardı, o gördü. Gördü ama bunun vatan için iyi bir şey olduğunu düşündü. Onuncu yaşamaya çalışıyordu, görecek hali yoktu, görmedi. On birinci, “anı yaşa” şeysini kendine şey edinmişti, ona uygun yaşıyordu, göremezdi, görmedi. Kimsecikler görmedi…

Yok yok, olmaz öyle şey, mutlaka görür birileri. Hiç kimse görmese “kör bir kayıkçı”* görür. Kör bir kayıkçının gördüğünü gören ve söyleyen birisi de mutlak bulunur. Bulundu da zaten. Tuttu bir gazeteci gördü. Bülent Mumay…

Ve haber yaptı.

Bu olaylar 2020’de olup bitiyor.

Haberin, Bülent Mumay tarafından X’teki o günkü paylaşımı şöyle:

“Tüpçü'nün Hürriyet'i, İBB'nin parasına haciz koyduran şirketin adını 1. sayfada saklamış. Adını koyalım: Met-Gün İnşaat. Peki kimindir? Metin Güneş'in. Ortağı kim? Tüpçü'nün** dünürü Kalyon. Peki haczedilen, neyin parası? AKP dönemindeki dümen, linkte...”

Ancak linkte haber yok. Niye?

E, kaldırılmış çünkü... Çünkü kaldırtılmış… Yasak!

Bülent Mumay, işi inada bindirmiş, haber yayından kaldırıldıktan sonra da X’te şu paylaşımı yapmış:

“Hürriyet; ucu Tüpçü'nün dünürü, Saray ihalelerinin vazgeçilmezi Kalyon'a değen "İBB'nin parasına haciz" haberini internette yayından kaldırmış. Silinen haberi buraya koyalım da tam olarak neyi tükürdüler, neyi yaladılar belli olsun.”

Fotoğraflarını da koymuş paylaşımına. Sorun olur mu telif melif, bilmiyorum ama biz de paylaşıyoruz.

Bülent Mumay’ın bugün cezası onanmış.

Bugün, Bilal Erdoğan'ın Kırgızistan'da lüks bir yatta bir kuzu çevirme partisine katıldığıyla ilgili gazeteci Bahadır Özgür’ün haberinin erişime engellendiğini duyuran @evrenselgzt gazetesi haberine de erişim engeli getirilmiş.

Bu gece İsmail Arı’nın şu haberine de engel koyulmazsa ne olayım:

“TÜİK’in, araç kiralama ihalesinde yolsuzluk yapıldığı ortaya çıktı. TÜİK, 170 milyon TL’lik ihaleyi AKP’li Mehmet Kaya’nın alması için "kırk takla atmış."

Engelleyin bakalım engelleyebildiğinizce. Öyle fena işler yaptınız ve yapmaya devam ediyorsunuz ki böyle halı altına süpürmekle hangisini görünmez kılabilecek, yaşanmamış saydırıp unutturabileceksiniz, kimleri korkutup kimleri susturabileceksiniz, bekleyip görelim bakalım.

Karşınızdaki herkes yumuşacık muhalefetimiz gibi olsaydı işiniz ne de kolay olacaktı değil mi?

Ama değil işte. Yalnızmış gibi görünen ama hiç de yalnız olmayan milyonlar var yaptıklarınızı izleyen ve kötülüklerinizi onaylamayan. Ve korkuttuğunuzda korkmayan.

Bülent Mumay’ın bugün söylediği gibi söylüyor pek çok insan.

Tam da şöyle:  

Sizden korkan sizin gibi olsun!

Duyuyor musunuz?

Duyun bence ve asıl siz korkun yaptıklarınızdan.

----------------------------------

* Attila İlhan – Cinayet Saati

** Tüpçü: Yıldırım Demirören 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.