‘Cehalet, ayrıcalıklı sınıfın ustaca kullandığı bir silahtır.’
‘YOKSULUN SIRTINDAN DOYAN DOYANA. YİĞİT MUHTAÇ OLDU KURU SOĞANA’
Tek Adam İktidarı bu yüzyıla ‘Türkiye Yüzyılı’ diyor. Seçimlerden önce vaatlerini açıklamışlardı. Seçimlerden sonra gerçekleştirmek istedikleri 37 vaatten 34’ünün yerine getirilmediği ortaya çıktı. Hayaller toz pambe gerçekler acı. Vaatler havada asılı kaldı, aya sert iniş bir başka bahara kaldı.
Bu vaatlere göre;
-Enflasyon tek haneli rakamlara düşecekti, düşmediği gibi daha da arttı. TÜİK rakamlarına göre % 65, İstanbull Ticaret Odasına göre %75, bağımsız ekonomik kuruluşu ENAG göre %127 oldu. ‘işçimizi, emeklimizi, esnafımızı, çiftçimizi enflasyona ezdirmedik’ denildi. ‘Palavra, palavra, palavra.’
-Kişi başına düşen milli gelir 15.000 Doları aşacaktı, aşamadı. Ülkede yaşayanların % 50’ye yakını açlık, üçte ikisi ise yoksulluk sınırı altında yaşamaya başladı. En düşük emekli aylığı 10 bin, asgari ücret ise 17.002.-Lira oldu. 2002 yılında AKP iktidara geldiğinde emekli aylıkları asgari ücretin bir buçuk katından fazlaydı. Bir insan emekli olduğunda emekli parası ile rahat bir şekilde ev ve araba alabilyordu. 2024 yılında emekli aylığı, açlık sınırının altında kaldı (2023 Aralık ayı rakamlarına göre açlık sınırı 14 bin Lirayı aşmıştı). Asgari ücret açıklandıktan sonra Dolar bazında 13 günde 13 Dolar eridi. İşçiye, emekçiye kaşıkla verenler, yaptıkları zamlarla, vergilerle verdiklerini kepçeyle geri alıyorlar. Bilinen bir gerçek, asgari ücret de bir süre sonra açlık sınırının altında kalacak. Emeklilere dalga geçer gibi sadaka gibi verilen %37.5 enflasyon farkı ve %5 refah payı zam sonrası, utanmadan sıkılmadan ‘ 2024 yılı emekliler yılı olacak’ dediler. Herhalde ‘Para veremiyoruz, kutlama yılı veriyoruz. Bununla avunun’ demek istediler. Emeklileri açlık sınırının altında ‘sefalet yılında’ yaşamaya mahkum ettiler. ‘Palavra, palavra, palavra.’
-İşsizlik %5’e inecek denildi, inmedi. Resmi rakamlara göre %9 oldu.Sendikaların açıkladığı geniş tanımlı işsizlik rakamlarına göre ise %20’lere yaklaştı. ‘Palavra, palavra, palavra.’
-Seçim barajı sıfırlanacaktı. Sıfırlanmadı, %7 oldu. ‘Palavra, palavra, palavra.’
-Siyasi parti kapatmaları olmayacaktı. Yargıtay, HDP’nin kapatılmasını Anayasa Mahkemesine taşıdı. Bununla da kalmadı Can Atalay için ‘hak ihlali kararı’ verdiğinden dolayı Anauasa Mahkemesi üyelerinin yargılanmasını, Anayasa Mahkemesi kararının ‘yok hükmünde sayılmasını’ istedi. ‘Cumhur İttifakının’ küçük ortağı MHP lideri Bahçeli ise Anayasa Mahkemesi kapatılsın’ dedi. ‘Palavra, palavra, palavra.’
-Kayıt dışı istihdam engellenecekti, engellenemedi. %77.8 oldu. ‘Palavra, palavra, palavra.’
-Kadına ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet son bulacaktı, bulmadı. Daha da arttı. ‘Palavra, palavra, palavra.’
-Atık çöp dönüşümü yapılacaktı. Yapılmadı. Türkiye, Avrupanın ve dünyanın atık çöp deposu haline getirildi. Dünyanın gelişmiş ülkelerine sokulmayan kanser üreten asbestli gemilerin Türkiye’de sökülmesine izin verildi. ‘Palavra, palavra, palavra.’
-‘Dolar 10 TL olacak’ denildi, olmadı. ‘Dolar 10 TL’yi aşarsa yüzüme tükürün’ diyenler, ‘insan beşer, bazen şaşar’ misali hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ettiler. Dolar 30 TL’yi aştı. Patronlar daha da zenginleşti halk ise daha da fakirleşti. ‘Palavra, palavra, palavra.
-Tarımda ve sanayide üretim arttacaktı, artmadı. Daha da düştü. Üretici köylüler girdilerin alabildiğine artmasından dolayı (mazot, gübre, ilaç, tohum Vb.) üretim yapamaz durumuna geldi. Köylülerin borçlarından dolayı topraklarına, traktörlerine, evlerine hacizler geldi. Küçük esnaf kesimlerinde kira, elektrik, doğal gaza gelen zamlardan dolayı iflaslar ve kepenk kapatmalar arttı. ‘Palavra, palavra, palavra.’
-‘Enflasyon sebep. Faizler sonuç’, ‘NAS var, sana bana ne oluyor’ denildi. 14-28 Mayıs seçimlerinden bu güne faizler tam 7 kat arttı. Faiz lobilerine milyarlarca Lira kaynak aktarıldı. İşçiye, memura, emekliye, çiftçiye, esnafa gelince ‘kaynak yok’ diyenler sermayeye, yandaşlara sıra gelince ‘kaynak çok’ dediler. ‘Palavra, palavra, palavra.’
-‘Yerli savaş uçağı’, ‘Yerli otomobil’ üretilecek denildi. ‘Uçak olmadı, yurtdışında üretilen otomobil (TOOG) verelim’ denildi. 2023 yılında aya sert iniş 2026 yılına bırakıldı. İşçiye, emekliye kaynak bulamayanlar, sarayın günlük harcamasının 33 milyon lirayı geçtiği bir dönemde 55 milyon Dolar ödeyerek ‘Aya sert iniş yapamadık, uzaya astranot gönderiyoruz’ propagandalarına başladılar. ‘Palavra, palavra, palavra.’
-İhracat artacaktı, armadı. İthalat düşecekti, düşmedi. ‘Palavra, palavra, palavra.
-AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kararlarına uyulacaktı, uyulmadı. Osman Kavala, Selahaddin Demirtaş için verilen ‘siyasi karar, serbest bırakılmaları gerekiyor’ kararları uygulanmadı. ‘Palavra, palavra, palavra.’
-‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesi gereği halkın iradesine uyulacaktı, uyulmadı. Seçimlerde halkın seçtiği belediye başkanlarının yerine ‘kayyum’ atandı. ‘Palavra, palavra, palavra.’
Burada sayılmayan daha bir çok vaat havada kaldı.
Anlatılan masallara karnımız tok. Sermayeye teşvik üzerine teşvik verildiği, vergi borçlarının silindiği bilinen bir gerçek. ‘Türkiye Yüzyılı’, az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alınan bir yüzyıl olarak tarihe geçecek. AKP iktidarı 21 yılı aşkın bir süre içinde Türkiye’yi büyük bir yıkıma sürükledi. Ekonomik kriz devasa büyüklükte. Hazine tam takır, dış borç almış başını gidiyor. Katar, Suudi Arabistan, BAE, Londra tefecileri, ABD başta olmak üzere kapı kapı gezilerek borç para aranıyor. Sanayi üretimi 5 aydır daralıyor.İşsizlik sayısı artıyor. Son bir ayda işsiz sayısı 500 bin kişi arttı. 2023 yılında kepenk kapatan esnaf sayısı 111 bini aştı.İflaslar katlanarak artıyor. İşçiler, emekçiler ‘İnsanca yaşayamak’ için sokaklara çıkıyor. Sendika ve sendika seçme hakkı için direnen Agrobay (Dikili-Bergama), Özak (Urfa) işçilerinin yanı sıra metal işçileri, kamuda çalışan (demiryolu, askeri işetmeler) işçiler greve hazırlanıyor. Ezilenler, sömürülenler ‘bıçak kemiğe dayandı’ diyor. Çünkü işçiler, emekçiler vergi vererek devlet için çalışırken devlet ise faiz lobisine çalıştı. Bankaların, büyük şirketlerin kârları %400-500’leri aştı.
İngiltere merkezli Oxfam raporuna göre; dünyanın en zengin 5 patronu, servetini ikiye katladı. Dünya nüfusunun %60’ını oluşturan 4.77 milyar insan daha da yoksullaştı. Çünkü kapitalizm, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir sistemdir. Dünyanın en zengin 5 insanı; Elon Musk, Bernard Arnault, Jeft Bezos, Larry Ellison ve Mark Zuckerberg’in serveti 2020 yılına kıyasla katlanarak arttı, 423.8 milyar Avro oldu. Kişi başına %114 artış gösterdi. Yine bu araştırmaya göre; dünyanın en zengin %1’i tüm küresel servetlerin %43’üne sahipler.
‘Olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele bu.’ Ya yaşanacak dünyayı işçiler, emekçiler bir araya gelerek birlikte kuracaklar. Ya da açlık, yoksulluk, sefalet içinde yaşayıp gidecekler. Başka bir dünya mümkün. İnsanca yaşanacak bu dünyayı kurmak işçilerin, emekçilerin ellerinde.