"Cehalet, ayrıcalıklı sınıfın ustaca kullandığı bir silahtır."
***
- CHP KURULTAYI 'DEĞİŞİM' DEDİ.
- 12. KALKINMA PLANI AÇIKLANDI, TÜRKİYE HALKLARI BORÇ CENDERESİNDE EZİLECEK, DAHA ÇOK BASKI VE ZULÜM ALTINDA YAŞAYACAK.
- SİYONİST İSRAİL, FİLİSTİN’İ BOMBALAMAYA DEVAM EDİYOR, DÜNYADA SAVAŞ TAMTAMLARI DAHA HIZLI ÇALMAYA BAŞLADI.
***
4-5 Kasım tarihleri arasında toplanan 38. CHP Kurultayında delegeler, CHP tabanının beklentileri doğrultusunda 'Değişim'den yana oy kullandı. Özgür Özel’i ikinci turda büyük oy farkıyla genel başkan seçti. ‘Değişim’den yana olanların hazırladığı ‘Anahtar Liste’, Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinin büyük çoğunluğu seçimleri kazandı.
Esas sorun; 'Değişim'den ne anlanıyor? Sorgulanması gereken soru bu.
'Üst yapıda' yani lider, yöneticilerin ve bazı söylemlerin değişimi ile sınırlı bir değişim mi olacak, yoksa 'Alt yapıda' yani ideolojik bakış açısında mı olacak?
Ezilen, sömürülen sınıf ve tabakaların çıkarlarının yanında durma, sömürü sistemini sorgulama, bu sistemi değiştirmek için mi çalışılacak? İşte bütün mesele bu!
Üç-dört ay sonra yerel seçimler yapılacak. Bu seçim; 'Değişim' diyenlerin mihenk taşı olacak. 'Halkçı, katılımcı, sosyal belediyecilik' ilkelerini savunan adaylar nasıl belirlenecek? Dar çevrelerde, kapalı kapı arkalarında, pazarlıklar yapılarak mı yoksa halkın, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin, meslek odalarının görüşleri alınarak mı belirlenecek? Seçilecek adaylar, uygulayacakları programları, projeleri halkla birlikte hazırlamayı, her aşamada onları bilgilendirmeyi garanti edecek mi?
***
Bekleyeceğiz ve göreceğiz.
Tek Adam İktidarı 12. Kalkınma Planını açıkladı. 2023 yılı için açıklanan hedeflerin hiç birisi tutmadı. Yeni hedef olarak 2053 belirlendi. Ömrümüz yeter mi bilmiyorum, 2053 de olmazsa yeni hedef 2071 olacak gibi görünüyor. Bu plana göre; enflasyon, işsizlik tek haneli rakamlara inecek, kişi başına düşen milli gelir 17 bin Dolar seviyesine çıkacak, ihracat ikiye, üçe katlanacak, Türkiye Ay’a hızlı iniş yapacak. 22 yıllık iktidarlarında yapamadıklarını 2053’e kadar yapacaklarmış.
Hayaller tozpembe, gerçekler ise çok acı.
2023 yılı enflasyonu TÜİK ve Merkez Bankası rakamlarına göre %70, bağımsız ekonomik kurumlarına göre ise % 130’ları aşacak. Halk yoksulluk ve açlık cenderesi altında inim inim inliyor. Kredi kartları borçları katlanarak artıyor. Bu borçların bir yıl içinde üçe katlandığı açıklandı. Emekçiler kredi kartı borçlarını diğer bankalardan aldıkları kredi kartlarını kullanarak, kredi kartlarına ‘‘takla attırarak’’ yarınlarını kurtarmaya çalışıyor. Türkiye nüfusunun yarısı açlık (4 kişilik bir aile için 14 bin TL civarında), üçte ikisi ise yoksulluk sınırının (4 kişilik bir aile için 45 bin TL civarında) altında yaşıyor. Temel tüketim maddelerine, vergilere, harçlara zam üzerine zam geliyor. Kaynaklar; sermayeye, yandaşlara, tarikatlara, cemaetlere aktarılırkem öğrenciler okula aç gidiyor. Hastalar ilaç bulamıyor ya da pahalı olduğu için alamıyor. Hastalara bir yıl sonraya kontrol için sıra veriliyor.
AKP’nin 22 yıllık iktidarı döneminde 32 bin 180 kişi iş cinayetlerinde öldü. Sermayenin aşırı kar elde edebilmesi için alınmayan tedbirler, az işçiyle çok iş anlayışı bu ölümlere neden oldu. İş cinayetleri için ise pişkin pişkin ‘kader’, ‘fıtrat’, ‘kader plânı’, ‘alın yazısı’ denildi. 2002-2022 yılları arasında ise erkek egemen zihniyet tarafından en az 7 bin 186 kadın öldürüldü, 2023 yılının ilk 8 aylık dönemde öldürülen kadın sayısı 165 oldu.
AKP’li yıllarda okullarından ayrılan, çalışmak zorunda bırakılan çocuk işçi sayısı da arttı. Ailesinin bütçesine katkı sunmak için okulunu bırakmak zorunda kalan çocuklar atölyelerde, sanayi sitelerinde, merdiven altı işletmelerinde çalışmak zorunda kaldılar. İSİG rakamlarına göre bu dönemde en az 888 çocuk işçi hayatını kaybetti. Dünyada ‘Tek ayrıcalıklı sınıf, çocuklar’ olması gerekirken, onlar çalışmak zorunda bırakıldılar.
Yapılan araştırmalara, TÜİK verilerine göre; çocuklarda suç oranlarında da artış gözlendi. Bunun nedeninin yoksulluk olduğu tespit edildi. Uzmanlara göre; çocuklarda en sık görülen suçların yaralama, hırsızlık, gasp, uyuşturucu, cinsel saldırı olduğu yazılıyor. Artan yoksulluğun bu suçlara neden olduğu uzmanların raporlarında belirtiliyor. Resmi verilere göre; 2015 yılında 36 bin 942 çocuk hırsızlık olayına karışmışken, 2022 yılında bu sayı 52 bin 84’e çıktı. 2015 yılında uyuşturucu madde kullanımı veya satımı yapan çocuk sayısı 7 bin 624 iken bu sayı 2022 yılında 9 bin 304 oldu. Yaralama olayına karışan çocuk sayısı aynı dönemde 45 bin 850 den 78 bin 268’e yükseldi. Rakamlar, yoksullukla doğru, okullaşmayla ters orantılı olarak devamlı artış gösteriyor.
'Çocuklara kıymayın efendiler!'
Onlar bu ülkenin geleceği...
Tek Adam İktidarı döneminde baskılar, gözaltılar, tutuklamalar, hukuku hiçe saymalar da arttı. Anayasa Mahkemsi’nin 'hak ihlali' kararına rağmen Hatay halkının milletvekili seçtiği Can Atalay halâ tahliye edilmedi. AİHM kararları uygulanmıyor. Selahattin Demirtaş, Osman Kavala tahliye edilmiyor. Daha önce beraat eden Gezi Davası’ndan yargılananlar, milletvekilleri, gazeteciler, avukatlar, belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri haksız gerekçelerle ve siyasi nedenlerle cezaevlerinde tutuluyor. Alt mahkemeler en üst mahkemenin kararını tanımıyor. Defalarca savcılığa ifade vermek için müracaat eden eski HDP milletvekili Hüda Kaya yurtdışına çıkmak için havaalanına gittiğinde ‘kaçma şüphesi var’ nedeniyle, gazeteci Tolga Şardan devletin resmi bir kurumunun raporunu yayımladı diye tutuklanabiliyor. Emine Öğretmen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerinde duygu ve düşüncelerini açıklayınca gözaltına alınabiliyor. Herkesin siyasal iktidarı yönetenler gibi düşünmesi isteniyor.
***
Siyonist İsrail yönetimi Filistini, Lübnan’ı, Suriye’yi bombalıyor. Adım adım Gazze’yi işgal ediyor. ABD ve batılı emperyalistler İsrail’in bu Siyonist politikalarını desteklemeye devam ederek, ölümlere göz yumuyor. İran’ın desteklediği Hizbullah (Lübnan), Haşdi Şabi (Irak), Husi (Yemen) gibi dinci siyasal gruplar ABD ve İsrail’e savaş açtıklarını açıkladılar. Bu durum savaşın bütün bölgeye yayılacağını gösteriyor. Emperyalistler arası kavga derinleşirken bir kıvılcımın üçüncü dünya (emperyalistler arası paylaşım) savaşına neden olmasından korkuluyor. Bu savaşı engellemek dünya halklarının elinde. Savaşa karşı barışı savunmak, Siyonist İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesi, savaşın bir an önce durdurulması için ayağa kalkılması, sokaklara, meydanlara çıkılması gerekiyor. Bütün dünya işçilerinin savaş malzemesi taşıyan gemilere, uçaklara, araçlara silah malzemelerini yüklemeyi ret etmesi gerekiyor. Türkiye’nin savaşçı politikaları terk ederek bölge ülkeleriyle komşuluk ilişkilerini geliştirmesi, orada yaşayan halkların kendi kaderlerini belirleme ilkesine saygı göstermesi, ülkede ise Kürt Sorunu’nun barışçı, demokratik bir şekilde çözülmesi, eşit haklara dayalı yurttaşlık ilkesinin kabul edilmesi gerekiyor.
Gelecek güzel günler, biz ona yürümedikçe bize gelmez!