Bilirsiniz Çinliler birine beddua ederken "Tuhaf zamanlarda yaşayasın!" derlermiş.
Birileri, belki Çinliler, bize bu bedduayı yapmış olmalı; şu yaşananlar buna kanıt değil mi? Yoksa şu aşağıda yazılanlar nasıl açıklanabilir!
Tarım ülkesinde bir kilo patlıcanın 30 lira, devlet katındaki makamlara hakaret edenlerin sayısı 167 bine ulaşmış, 14 yaşında çocuklara hakaret davası açılabiliyor…
Diğerlerini saymaya kalksam "Kardeşim bunlar zaten psikolojimizi bozuyor, bir de sen başlama" diyeceğinizi tahmin edebiliyorum.
Ama neylersiniz bu tuhaflıklardan kaçış yok, demokratik yönetimdeki dişlilerden biri bozulup, kayışı sıyırdığı an, ‘kayış kopuyor’.
Galiba bu günlerde ‘kayışın koptuğu’ anlardayız.
Mevzuya gelecek olursak; biliyorsunuz İmamoğlu öncesi İBB’de 'güzel günler' yaşanmış, birileri, belediye teftiş heyeti raporlarına göre, daha işe başladığı gün yurt dışında yapacağı doktora için burs almış.
Birileri dediğime bakmayın bu sayı 35-40 ulaşıyor.
Şimdi bunun yasal olup olmadığı, kamu kaynaklarının bu şekilde harcanıp harcanmayacağı konusunu tartışıyoruz.
Bu günlerde bir 'Kamu kaynakları' problemi de Konak Belediyesi’nde yaşanıyor.
Hemen telaşlanmayın Belediyede her hangi bir yolsuzluktan söz etmiyoruz.
Aksine yasal, aleni, açık bir işlem olan sendikayla belediyenin yapmış olduğu bir toplu sözleşme tartışılan. Yıllardır süren bir uygulama aslında. Buna göre memurlar ek olarak bin lira civarında bir meblağı toplu sözleşme farkı olarak alıyorlardı. Bu uygulama 2015 yılından beri de süren bir durum.
Ne olduysa birkaç yıl önce Sayıştay müfettişleri bu durumu kamu kaynaklarının israfı olarak gördüler. Ve bu süre içinde memura ödenen paranın geri istenmesine karar verdiler.
Dolayısıyla 2015 yılından beri alınan bu para bütün memurlardan geriye istenecek.
Belediye ısrarla savunma gönderiyor, ama dinleyen kim!
Düşünün ben 2009’da emekli oldum, önümüzdeki aylarda bu meblağ benden geriye istenecek!
Tabii yasa böyle ise denecek ne olabilir ki!
Amma…
Şimdi gelelim İBB’ye ve orada olanlara…
Ben 38 yıl belediyelerde çalıştım, bir belediyenin, ya da bağlı kuruluşlarının her hangi bir çalışanına yurt dışı bursu verilmesi eylemini duymadım.
Yasada da böyle bir hüküm olduğunu sanmıyorum.
Geçtiğimiz günlerde CHP’li Veli Ağbaba İBB’deki bu burs olayını TBMM’ye taşıdı.
İşin kötüsü bu bursu alanlardan biri de halen AKP milletvekili Rezva Kavakçı imiş.
Kavakçı’nın 2008’de belediyeden yurt dışında doktora yapmak için aldığı burs miktarı 2 milyon 165 bin lira.
Tabii Ağbaba gibi hepimiz bu uygulamaya makul bir cevap bekliyoruz.
Peki, Kavakçı’nın cevabı?
“…bursu almam, bunun neticesinde doktora yapmamın kanun dışı olduğunu bilmiyordum.”
Tuhaf değil mi, yurt dışı üniversitelerde doktora çalışması yapmış bir milletvekili bir belediyenin bu işlere girmesinin yasal olmayacağını, hadi yasal olduğu kabul edilse bile etik olmayacağını bilmiyor!
İnandınız mı?
Tuhaf günlerdeyiz vesselam…
Binlerce memurun sendikal bir hak olarak aldığı para geri isteniyor.
İBB’den alınan burs paraları ise bir hakmış gibi kabul ediliyor.
Gördünüz mü ne güzel bir dünya!
Nehrin üst tarafında durup, alttakine, “suyu neden bulandırıyorsun?” diyen kurdun durumu sanki.
Anlaşılan Devlet ve Sayıştay, biz memura, hele bu CHP belediyesinde ise birden şahinleşiyor, sopasını gösteriyor.
Ne diyelim, bunları yapanlar inşallah tuhaf zamanlarda yaşamak zorunda kalmazlar!
Aydoğan Yavaşlı 3 Yıl Önce
Kalsınlar kalsınlar, kötü zamanlarda kalsınlar!
Mutlu 3 Yıl Önce
Ben bazen kendime soruyorum,ne günahım vardı,nefret dili kullanarak iktidarda kalmak için çaba sarfeden komisyoncu para müptezeli,kendini ekonomist ve her şey zanneden rahatsız bir adamın yönettiği bir ülkede yaşamak zorunda olan birey emekli!!!