Cumhurbaşkanı, 7 Kasım akşamı Batman’da Şehit Şenay Aybüke Yalçın İl Halk Kütüphanesi’nde Batmanlı gençlerle buluştu, onların sorularını yanıtladı, kendisinin ekonomist olduğunu söyledi.
Öğrencilerin soruları ne eğitimle ne de eğitim sorunlarıyla ilgiliydi. Her soru siyasiydi. Soranlar da ne siyasal bilgiler ne de siyaset bilimi ve hukuk öğrencisiydi.
Muhalefete saldırma konusunda öğrenciler Meclis’teki AKP’li ağabeyleri gibiydi dersem bilmem abartmış olur muyum?
Cıvık cıvık soruları dinledikçe soranların öğrenci değil de AKP Gençlik Kolları üyesi olduklarını düşünür oldum. İzleyin o programı benden farklı düşünmeyeceksiniz.
Cumhurbaşkanına övgü, methiye, muhalefete de saldırı içerikli bir film izledik adeta.
13 şehir hastanesine ödenen parayla 57 hastane yapılabileceğini bilmez miydi bu gençler de bu konuda bir soru sorma gereği duymadılar…
"İnsan geçmediği köprüye para ödemek zorunda mıdır?" diye bir soru sorulamaz mıydı örneğin?
Köprüler, tüneller, yollar ve havalimanları için halkın cebinden milyarlarca lira çıkarken neden Trabzon’daki Atatürk Köşkü için, dökülüyor olmasına karşın beş para harcanıp korunmaz diye bir soru gelmiyor akıllarına Cumhurbaşkanı hayranı gençlerin?
Cumhurbaşkanı, garantili projelerin kaynağını soran muhalifler için "Sana ne ya!" diye köpürüyor öğrencilerin karşısında.
Muhalefetin sorularına benim bildiğim yanıt verilir. Posta atar gibi "Sana ne ya!" demek neyin nesi?
Kaldı ki orası kütüphane, meclis salonu değil!
Öğrencilere sürekli şikâyet etti durdu muhaliflerini, çanak sorular sayesinde.
Hiç yakışmadı!
Cumhurbaşkanına övgü düzen, alkış tutan öğrencilerin onca siyasi içerikli sorularının içinde nedense bir tane olsun yolsuzlukların astronomik derecede artışıyla ilgili, üniversitelerimizin neden ilk 100 ya da 400 arasında bulunmayışıyla ilgili bir tek soruya tanık olamadık.
Öğrenciler, öğrenci gibi değil de AKP’nin gençlik kolları gibiydi.
İstanbul’da Ümraniye Millet Bahçesi’nin açılışında "Bay Kemal ve avanesi PKK ile hareket ettiler" diye konuşan Cumhurbaşkanı, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekibini siyasi parti kurmayları olarak değil de 'terör yardakçısı' olarak gördüğünü dile getiriyor.
Kanıtı var mıdır bunun?
Diyelim ki var, neden cezaevine atılmaz Kemal Bey?
Avane, yardakçı demek…
Çok kaba ve çirkin değil mi?
Herkesin Cumhurbaşkanı olması gereken Recep Tayyip Erdoğan, neden sürekli böylesi dil kullanmaktadır?
Milyonlarca insan terör yardakçısı olarak yaftalanan birinin partisine mi oy veriyor yani?
Türkçe ya da ilahiyat öğrencilerinden biri buna değinsin isterdim.
Ne demek Bay Kemal ve avanesi?
İncelikli dil kullanmak yakışmaz mı Başkana?
Cumhurbaşkanı, ekonomist olduğunu söylüyor.
Ülke ekonomisi çökmüş. İşsizlikten intiharlar yaşanıyor, bir öğrenci kalkıp da soramıyor Cumhurbaşkanına, "Hangi fakülteden ekonomist olarak mezun oldunuz?" diye.
Fikri hür vicdanı hür öğrenci göremedim ben o gençlerin arasında.
Aile Ve Sosyal Hizmetler Bakanı, sokakta 27 bin çocuğun dilendirildiğini söylüyorken, insan merak ediyor Cumhurbaşkanına ekonomist olduğuna dair diploma veren okulu ve o okulun dekanını/ rektörünü?
Böylesi programlar sürdürülmeli aslında.
Van’da, Bilkent’te, Boğaziçi, Dokuz Eylül Üniversitelerinde…
Hem öğrenciler için hem de siyasetçiler için sayısız yararları olur diye düşünüyorum.
Düzeyimiz ortaya çıksın diye…
Monologla diyaloğun anlamını öğrenmek açısından da çok yararlı olacağına inanıyorum.
Batman’daki monolog gibiydi.
Diyalog da görmek isteriz.