Ajans Bakırçay
2020-10-24 11:35:27

Mümin

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 24 Ekim 2020, 11:35

Mümin Altop, benim köylüm. Eski Borlu doğumlu en eski dostlarımdan... Lokantacılık, siyaset, kahvecilik derken şimdi emekliliğini yaşıyor mutlu mesut.

Ali Sözer'in başkanlığı döneminde öğretmenlik yaptığım Altındağ'daki çalışmalarıma verdiği desteği unutamam.

Cumhurbaşkanımızın müminlerle ilgili sözü unutulacağa benzemiyor hiç.

"Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir."

Cumhurbaşkanı, müminler üzerinden boyun eğmenin/ susmanın/ itiraz etmemenin edebiyatını yapıyor.

Sabır iyidir de neden yokluk çekelim? Yokluğu yok edecek olanlar sizler değil misiniz? Böyle vaatlerde bulunup ta iktidar olduğunuzu bilmeyen yok ki...

Varlığı zaten görmüyor ezici çoğunluk. Neden yokluğa mahkum olalım...

***

Üniversite mezunu binlerce genç işsizlikle boğuşurken, kamuda istihdam için girdikleri sınavlardan yüksek puan alanlar mülakatlarda elenirken AKP'li yöneticilerin birinci derece yakınları ve akrabalarına bütün kamu kurumlarının kapıları sonuna kadar açılıyor.

AKP'liler mümin de AKP'li olmayanlar münafık mı yoksa?

Eski AKP Diyarbakır İl Başkan Yardımcısı Mehmet Arzu'nun iki çocuğunun Ankara'da TRT'de, bir çocuğunun ise Diyarbakır'da Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nde işe alındığı gazetelerde yazıldı çizildi.

Bunlar dile getirilince savunma da ilginç mi ilginç oluyor.

"Benim çocuklarım ticaret yapmayacak mı yani?"

"Çocuklarımın 3 bin liraya ihtiyacı yok zaten!"

Kendilerinin dışında kalan insanları alık mı sanıyorlar nedir...

Böylesi örnekler hiç de az değil...

Memlekette kimse kalmamış gibi iş başına getirilen maliye bakanı Cumhurbaşkanının damadından başkası olmuyor.

Hakkari Üniversitesi Rektörü Prof. Ömer Pakiş, oğlunu menfaat gözeterek birinci sıradan işe aldı.

20 yıl önce de oluyor muydu bu işler meraktayım.

40 yıl önce ise buna kimsenin cesaret edemeyeceğini/ etmediğini biliyorum.

Üniversitelerde olup bitenleri okuyup öğrendikçe içim cız etmekte.

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi'ne rektör olarak atanan Prof. Dr. Şükrü Beydemir, ilk iş olarak ne yapıyor dersiniz... 8 vitesli, 4 çeker, koltuk ısıtmalı, 230 beygir gücünde 1950 cc lüks otomobil kiralıyor.

İhaleye tek firmanın girmesi ise ayrı bir konu...

Samsun Üniversitesi de rektörlük makam hizmetleri için 33 aylığına 379 bin liralık lüks makam aracı kiralıyor.

Bunlar, nasıl yerli ve millici anlamak zor.

Nedir bu lüks düşkünlüğü gel de anla...

Bülent Ecevit'in makam aracı olarak Renault- Station kullandığı günleri anımsatsak bu zevata yüzleri kızarır mı dersiniz?

Üniversite hocaları, hiç iyi örnek olmuyor topluma.

Bu rektörleri seçenler kim acaba? Neden lüks düşkünü bu rektörler seçilir anlayabiliyor musunuz?

Dil konusunda da çok sorun var.

Cumhurbaşkanı, "Minareleri ezansız bırakmayan tüm hocalarımızdan Allah razı olsun diyorum." diyor.

Hocaların ezanı mikrofonla okuduğundan anlaşılan o ki, haberi yok Sayın Başkanın. Kim minareye çıkıp da okuyor ezanı, gören var mı?

Dindar bir kişinin bunu söylemesi garip değil mi? Bunu, olsa olsa camiye gitmeyen biri der.

Yıllarca siyaset yapan birinin dilimizi iyi bilmesi gerekmez mi?

Ankara'nın BB Başkanı Mansur Yavaş diyor ki; "2 ay içerisinde internetsiz köy kalmayacak. Çocuklar EBA'ya ücretsiz girecek. Sosyal yardım alan kişilerin çocuklarına ücretsiz internet vereceğiz" derken Türkçemizi ne güzel konuşuyor dedirtmiyor mu?

Net, açık, anlaşılır... Ve de gönül alıcı...

Ya Cumhurbaşkanınınki?

Müminin görevi yoklukta sabretmekmiş.

Cumhurbaşkanı ve AKP'li siyasiler lüks içinde yaşasınlar diye mi?

Şu işe bakın siz...

2021 bütçesinden detaylar verelim ki meramımızı anlaşılır kılalım:

Cumhurbaşkanlığı 30 otomobil daha alacakmış. Ayrıca 5 minibüs, 5 Pick-Up, 5 Panel, 2 de otobüs...

TBMM de 8 binek otomobil ve 2 otobüs alacakmış.

Milli Savunma Bakanlığı 5 binek, İçişleri Bakanlığı da kaymakamlık hizmetlerinde kullanılmak üzere 30 binek, Dışişleri Bakanlığı, dış temsilcilik hizmetlerinde kullanılmak üzere 4'ü arazi binek 7, Kültür Ve Turizm Bakanlığı 3 binek, Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı 1 binek, Ticaret Bakanlığı da 30 binek otomobil alacakmış.

Bu hükümetin tasarruf sözcüğünden anladığı nedir diye sormak gerekiyor bence. Çünkü tasarruf önlemlerinden söz edip duruyorlar. Ya bu alınacak araçlar?

Bereket versin ki Kültür Ve Turizm ile Şehircilik Bakanlığının alacağı araçların finansmanı hibeymiş.

Alınacak araçların markasını da sonra öğreniriz. Bakalım yerli ve milli olanlardan kaç adet alınacak?

Hollanda'yı protesto için portakal bıçaklayanlar, Karadeniz ve İstanbul'da en değerli arsaları parsel parsel alan Araplara karşı gıkını çıkarmayanlar isteriz ki bu otomobil alımları için bir şey söylesinler.

"İsraf haramdır." gibi...

Söylemezler. Çünkü o söz, yoksul müminleri kandırmak içindir.

Kemal Kılıçdaroğlu, ne güzel söylemiş: "Mümin, bu ülkede yatağa aç giren çocuklar var ise Sarayda oturmaz."

Yalandan kim ölmüş?

Lüks düşkünü AKP'liler bunu iyi biliyor.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.