Hazine Ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 2022’nin kavurucu temmuz günlerinde şaşırtıcı bir açıklamada bulundu:
"2002 yılında sadece 1 milyon haneye sosyal yardım hizmeti verilirken pandemi yardımları hariç tutulduğunda 2021 yılında 4,3 milyon ailemize ulaşılmıştır."
Nerdeyse, yoksullaşmamızın Boein 727 hızıyla artışına şiir yazacağa benzer.
Aynı günlerde Tarım Ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi de Venezuela’da tarla baktı, mera gezdi.
İncelemelerde(!) bulunurken Venezuela Tarım Ve Araziler Bakanı Soteldo’ya şunları söyledi:
"Siz bu merayla hayvancılıkta dünyada bir numara olmalısınız. Biz hayvancılık yapıyoruz; hayvanlarımıza sanki pizzacıdan pizza, burgerciden burger ısmarlar gibi dışarıdan yem alıp öyle yediriyoruz. Oysa burada her şey hazır. Bunu inşallah başaracağız."
Bunu CHP’li biri söylese hiç kuşku yok ki 'hain' oluverir bir anda.
23 Temmuz tarihli bir günlük gazete haberi: "Antalya’da avukatlık yaparken 2017 yılında savcı olan Osman Yarbaş, uyuşturucu baronu çıktı."
Yabancısı olmadığımız bir başka haber: "Hazine Bakanı’nın yeğeni THY’ye 'İkram Ve Uçak İçi Ürünler Başkanı' oldu."
Üstelik, bu kişinin kendi şirketi var. Ne işsiz ne aç…
Çalışkan bir milletvekili olan Atila Sertel, Meclis’te KİT Komisyonu üyesi.
İnceleme yapıp şöyle bir sonuca ulaşmış:
32 KİT’in üst düzey ve yönetim kurulu koltuklarında 40 Trabzonlu ile 22 Rizeli oturuyormuş. Birileri tarafından atanmışlar. 32 KİT’in yönetim kurulu üyesinin yüzde 40’ı Trabzonlu, yüzde 22’si Rizeli.
***
Özdemir İnce’den öğrendim.
OHLOKRASİ: Bilgisi ve yetkinliği olmayan geniş insan kitleleri ya da yığışımları tarafından desteklenen popülist siyasetçilerin devlet yönetiminde mutlak güç elde etmesiyle oluşan bir yönetim şekli, imiş.
Ohlos ve kratos: Kalabalık ve güç
Bilinçlenip halk olamamış bir kalabalığın ya da dejenere olup soysuzlaşmış halkın egemenliği ohlokratik bir hükümetle sonuçlanır. Demokraside halk (demos) hükümeti denetler ve yönlendirir. Ohlokraside kalabalık, yığışım (ohlo) hükümetin oyuncağı olur.
Bu tarz yönetime "çete yönetimi" de deniliyormuş.
Ekşişeyler’de ise "Demokrasinin yozlaşıp ayak takımının hâkimiyet kurduğu rejim" olarak anlatılıyor Ohlokrasi.
***
"Baştaki örneklerden sonra düşünmemiz gerekmez mi bizdekine ne denmesi gerektiği konusunu..."