Ajans Bakırçay
2020-08-29 02:17:33

Sol Var mı?

Recai Şeyhoğlu

recaiseyhoglu1952@gmail.com 29 Ağustos 2020, 02:17

AKP'li Kayseri Belediyesi’nin 7 adet Audi ve Volvo marka lüks makam aracı kiralamak istemesi, Diyanet'in 2021 takvimleri için bütçesinden 10,6 milyon ayırması, AKP'li Konya Belediyesi’nin de Malazgirt için çadırlar ve etkinlik için 319 bin lira harcaması infial yarattı diyeceğim ama bilmem doğru olur mu?

İnfial var mı sahi?

Sosyal medyada görülen Tunus'taki kadın milletvekili gibi heyecanlı bir siyasetçimiz var mı örneğin…

Açlık sınırı 2 bin 383 lira, yoksulluk sınırı ise 7 bin 764 lira.

2020 Ağustos'unun son haftasında 5 doktor koronadan öldü.

Türkiye tam olarak açık hava hastanesine döndü.

Yazın bitiyor olması nedeniyle otellerin kapanmasıyla birlikte 2,5 milyon insanın işsiz kalacağı yazılıyor.

Sayıştay’ın durumu fark etmesi, "Yasalara aykırı, yerli araç kiralayın." uyarısında bulunmasıyla Kayseri Belediyesi, lüks sevdasını mecburen yerliye çevirdi.

İyi ki Sayıştay diye bir kurum var. İş Kayseriliye kalsa değişen bir şey olmayacak belli ki…

Sahi… Bu arkadaşlar 'yerli ve millici' değiller miydi?

Neyse…

İktidarın görülmez 'Bakan'ı Diyanet İşleri Başkanı, felaket yaşanan Giresun'da kent ahalisine şöyle sesleniyor:

"Biz dua, sabır, tevekkül, tahammül edeceğiz. İsyan etmeyeceğiz. Cenab-ı Hak'tan gelen her türlü afet önüne geçemeyeceğimiz için boynumuz kıldan ince diyeceğiz. Ama bundan sonra tedbirlerimizi alacağız."

Fetvalardan sorumlu bakan, Giresunlularla dalga geçiyor adeta…

Ümit Zileli, köşesinde yazmış: "Muhtereme sormak gerek; yalnızca Giresun'a 38 hidroelektrik santrali (HES) Tanrı mı inşa etti? Dere yataklarına 9 katlı inşaat izinlerini Tanrı mı verdi?"

****

Böylesi bir tablo insanı sinir eder. Toplumu zıvanadan çıkarır. Muhalefet partisinin en kısa sürede iktidar olmasına yol açar. Sol'un ipi göğüslemesini sağlar.

Öyle değil mi?

Tablo bana 'Vietnam Kasabı' namıyla anılan ABD'nin yıllar önceki Türkiye Büyükelçisi Kommer'i anımsattı. CİA'da üst makamlarda görev yapmış olan Kommer'in bilindiği gibi ODTÜ Rektörünü ziyaret ettiği gün Cadillac marka makam aracı yakılmış, kül olmuştu.

Türkiye, onu bu eylemle tanımıştı.

Ama, ben onu CİA'cılığın ötesinde, o yıllardaki ilginç konuşmalarıyla anımsıyorum.

O konuşmalarından biri şu: "Ben bir diplomat değilim, bir entelektüelim. Ben Türkiye'nin sorunlarına bir Amerikan diplomatı gözüyle bakmadım. Bir entelektüelin evrensel düşünce boyutlarıyla yaklaştım. Türkiye, benim bu yaklaşımımdan çok yararlanabilirdi. Fakat hiç yararlanmadı."

CİA ajanı olarak suçlanıyordu ya… Bu konuda ise "Ben asla bir CİA ajanı olmadım. CİA'da çok üst makamlarda görev yaptım."

Yıl 1969 ve Kommer şöyle devam ediyor: "Türkiye’de asla bir sol tehlike yoktur. Çünkü Türkiye'de sol diye bir şey yoktur."

Devam ediyor…

"Türkiye'de sadece kimi heyecanlı, kimi saf, kimi de hem heyecanlı hem saf öğrenciler var. Onlar kendilerini şimdi solcu sanıyorlar. İki gün sonra ilgilerini başka bir yöne çekecek başka bir konu getirin önlerine, solcu olmadıklarını kendileri de göreceklerdir."

Üniversite yıllarında hızlı solcu olup da iş yaşamında solculuğu terkedenlerin varlığına herhalde tanıklık etmişti ki böyle konuşuyordu.

Yazarlarımız konusunda da ilginç sözleri var Kommer'in:

"Yazarlarınız da Batının anladığı anlamda solcu değiller. Çoğu kendini solcu sanıyor ama biraz derinlerine inerseniz görürsünüz. Kimi hümanist, kimi milliyetçi, kimi faşist… Kendini solcu sananların çoğu, aslında ne olduklarının farkında bile değiller."

Kommer, İsmet İnönü'nün önemli bir politikacı olduğuna değinirken gerçek ve önemli solcumuzun da Mihri Belli olduğunu söylüyor.

Kommer, bunları 1969'da söylemiş.

****

Arı Sanat Yayınevi tarafından basılan ve Musa Dinç adlı yazarın kaleme aldığı 'Gül Ve Düşün' adlı çocuklara yönelik bir kitapta bakın neler yazılı:

"Kurnaz Tilki’nin aklından neler geçmiş acaba? Aklını tomografik bir süzgeçten geçirsek fena mı?"

'Boz Ayı'dan çok çektim. Öyle bir şey başına getireyim ki ömrü boyunca unutmasın. En iyisi tecavüz! Namusunu beş paralık edeyim' fikri baskın çıkmış. Boz Ayı, Kurnaz Tilki'nin aklından geçirdiği şeytanlık dürtülerini hissetmiş ama ne fayda… Japon yapıştırıcı ile yere yapıştırılmış gibi sıkışıp kalan Boz Ayı'nın son çırpınışları da yarar getirmemiş. Kurnaz Tilki, Boz Ayı'nın arkasına geçmiş ve çirkin emellerine kavuşmuş. Boz Ayı'nın bakireliği son bulmuş."

Kurnaz Tilki'nin derede boy abdesti aldığına kadar her bilgi(!) mevcut bu tecavüz hikâyesinde.

Gelen tepkiler üzerine kitabın yazarı özür dilemiş, kitabın satışı da durdurulmuş.

****

Türkiye'de güçlü bir Sol olsaydı, kitleler üzerinde etkisi olan bir Sol bulunsaydı bu yamukluklar yaşanır mıydı?

Kommer'in sözlerini 51 yıl sonra düşünsek mi acaba…

Evet… Ne diyorsunuz?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.