Geçen gün Recai Şeyhoğlu’nun ‘Aşkım Bergama’ kitabını okurken bir cümlesinin altını çizdim.
“Bergama, kucaklamaya doyamadığım sevgilim adeta”
Ne güzel!
Bir yazarın bir şehre duyduğu sevgi bu olsa gerek…
Tıpkı, Tarık Dursun’ un İzmir için “Bana soruyorlar, yaza yaza şu İzmir’ i bitiremedin, bu İzmir aşkın hiç bitmeyecek mi?” demesi gibi.
Bu yazarlar böyledir içinde yaşadıkları kentleri tutkuyla severler ve bunu kitaplarına yansıtırlar.
Tarık Dursun’un eserlerinin çoğunda doyumsuz bir İzmir aşkı vardır.
Recai Şeyhoğlu da bu yazarlardan, üstelik kitaplarında ve gazete yazılarındaki Bergama sevgisini annesi Rasime Şeyhoğlu ile açtığı kütüphanelerin çoğunu Bergama’ ya açarak bana göre göstermiştir.
Bergama, İzmir’de oturan benim gibilere tarihsel mirası son derece zengin bir ilçe olarak görünüyor. Buna kendi dönemine ilişkin tarihsel kalıntıların en iyi korunduğu tanımı da eklenebilir. Bu yüzden tarihe ve yeni yerleri keşfetmeye meraklılarının gözde şehridir dersek abartı olmaz.
Kuzey aksı içinde denizle irtibatı olan Dikili, Ayvalık Edremit gibi kıyı şeridine yakın kasabalardan Bergama’nın farklılığı, tarihi geçmişinin son derece zengin olmasıdır.
Şeyhoğlu, Bergama’yı anlatırken hem anılarından yola çıkıyor hem de gözlemlerini bize aktarıyor.
Bergamalıların tarihe, edebiyata, müziğe düşkün olduklarından söz ediyor.
Bunlara örnek olarak Atatürk, Fevzi Paşa, Adnan Menderes Bulvarları ile İsmet İnönü Caddesi’nin şehrin yollarına isim olarak seçilmiş olmalarını gösteriyor.
Ayrıca çiçek isimleri; ıtır, begonya, gül, akasya, nilüfer’i doğa sevgisine; tarih bilincine ise 4. Murat, Turgut Reis, Rüstem Paşa, Cem Sultan, Saltuk Bey, Genç Osman gibi tarihimizde yeri olan isimleri örnek gösteriyor.
Müzik alanında da çok bilinçli bir tercih yapılmış, müziğe damgasını vurmuş isimler seçilmiş.
Yesari Asım, Selahattin Pınar, Lemi Atlı, Münir Nurettin, Ahmet Adnan Saygun gibi ustalar sokaklara ad olmuş.
Ayrıca Şeyhoğlu, Bergama’da yerel olarak on bir gazetenin yayımlandığını belirtiyor. Bu da bir şehrin yerel değerlerine sahip çıkma potansiyelini gösteriyor olsa gerek.
Söz yerelden açılmışken ben kendi adıma geçtiğimiz yıllar içinde Osman Bayatlı, Yavuz Özmakas, eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın gibi isimlerin Bergama üzerine araştırma kitaplarını zevkle okudum. Bu isimlerin Bergama üzerine yazdıkları önemliydi benim için.
Şimdi Heyemola Yayınlarından çıkan Recai Şeyhoğlu’ nun yazdığı “Aşkım Bergama’m” kitabı da yukarıda saydıklarıma eklenmiş oldu.
Ayrıca Bergama’nın siyanürlü altın arayışına karşı mücadelesi de az şey değildir. Bu da başlı başına bir örnek çevre hareketidir. Yazar Ferda İzbudak Akıncı’ nın “ Bergama’lı Simo” romanı bu mücadeleyi konu alır.
Şeyhoğlu kitabında 2018 itibariyle kırk sekize (48) çıkmış olan kütüphane açma hikâyesinin Bergama kısmını da anlatıyor.
Aslında binbir emekle örülmüş bir çaba bu, köyde uygun mekân bulmak, muhtarı ikna etmek hatta bu işe razı gelmeyen kaymakamla tebelleş olmak…
Başlı başına bir aydınlama hareketinin öyküsünü okuduğunuzu hissediyorsunuz.
Doğrusu Bergama’ ya yolu düşen biri olarak bu bilgileri öğrenmiş olmaktan sevinç duydum.
Tarihine, doğasına, edebiyatına saygılı, Cumhuriyet değerleriyle yaşamını sürdüren bir şehir profili çıkıyor Recai Şeyhoğlu’ nun Bergama aşkından…
Bergamalılara öneririm…