Ajans Bakırçay
2021-03-05 10:58:21

Şehir Notları: GazeteKarşıyaka ve KNK dergisi…

Salim Çetin

05 Mart 2021, 10:58

Elbette medyada kartların yeniden karıldığı, dijital olanakların geleneksel medyayı köşeye sıkıştırdığı bir dönemde kamu yayıncılığı, daha da özeli belediye medyasını tartışmanın bir değeri var mıdır?

Doğrusu çok emin değilim.

Ama gene de denemeye değer…

Hepimiz biliriz yerel medyanın önemini. Çünkü yaşanılan yerin gözü kulağıdır bu mecra.

Önem buradan geliyor.

Bu nedenle de yerel medyanın yaşatılması konusunda uzun yıllara dayanan bir çabanın olduğu, ancak son yıllarda AKP hükümetinin burada da ekonomik araçları kullanarak kendi yanını tutan bir medya anlayışı geliştirmek isteği tuhaf biçimde görülüyor.

Basın İlan Kurumu eliyle dağıtılan küçük ilanların manipüle edilmesi bu yandaşlıkta en büyük araçlardan biri.

Hükümet, muhalif olanlara çeşitli nedenler yaratılarak buradan pay vermeme yolunu seçebiliyor.

Bir başka olumsuzluk ta dijital mecralarda (Google, Youtube) yayınlanan ilanlar…

Dolayısıyla giderek daralan ve küçülen bir reklam pastası yerel medyayı iyice zora koşuyor.

BİZİM TARTIŞTIĞIMIZ KAMU YAYINCILIĞI

Hal böyle iken, kamuda yani belediyeler ve meslek odalarınca yayımlanan gazetelerin, dergilerin, bülten ve hatta broşürlerin bile nasıl önemli bir konuma geldikleri apaçık ortada.

Çünkü bu kurumlar kör topal da olsa kendi medyasını oluşturma olanağına sahipler…

Bizim de muradımız, bu medyanın anlamlı bir yolu takip etmesi, içerik üretirken doğru ilkelerden yola çıkılmasıdır.

GAZETE KARŞIYAKA

GazeteKarşıyaka bu konuda üzerinde konuşulmaya değer bir girişim.

Yaygın belediye medyasının gazete ile bülten olma arasında gidip gelen hali, haber üretme ve iletişim kurmada beceriksizliği düşünüldüğünde bu yayının diğerlerinden epeyi ileride olduğu söylenebilir.

Ayrıca burada yer alan çok seslilik ve dolayısıyla farklı kesimlere seslerini duyurma olanağı da ayrı kazanım.

Ve fakat bu güzel niteliklerin gün be gün hayata geçirilmesi, ‘ memur gazeteci’ hantallığının buraya uğramaması gerekir.

Geçen gün bir arkadaşım, Karşıyaka ile ilgili sağda solda onca haber, eleştiri yazısı varken bunlardan hiç birini GazeteKarşıyaka’ da görmediğini söylüyordu.

Aynı biçimde mesela, her gün Karşıyaka ile ilgili görüşlerini çeşitli mecralarda izlediğimiz Tufan Atakişi, ya da İzmir’ i her gün yazan Gürol Tolunay ve daha onlarca yazan çizen insanın görüş ve eleştirilerinin bu gazetede ele alınmadığı sorulabilir.

Kurumlar en çok da eleştirel metinlerden çekindikleri için bunları görmezden gelebiliyor.

Oysa hayatın gerçeği bize bunlarla yüzleşmeyi, eleştirilere doğru cevaplar vermeyi gerekli kılıyor.

Bu yapıldığı takdirde büyük bir kitlenin sahiplendiği, kendi semtinin gazetesi olarak gördüğü yayının, kuruma olumlu anlamda moral ve güç sağlayacağı ortadadır.

Bunun için dinamik bir kamusal yayın çizgisi gerekiyor.

Bu yoksa, statik, dönüp dolaşıp bulunulan yerin tarihsel geçmişine vurgu yapan, nostaljik güzelleme niteliğindeki yazılar ve serpiştirilmiş haberler toplamından ibaret bir gazete çıkar ortaya.

Bu da güzeldir ama bence yeterli değildir.

Kamunun, yani belediyenin sahibi olduğu bir yayın aynı zamanda o beldenin gelişmesinde bir kaldıraç işlevi de görebilmelidir.

Buna inananlardanım.

Öbür türlüsü, taşra tutuculuğuna savrulmaktır, yerelliği kendi sınırları kadar sanan bir anlayıştır ki bu da bu tür yayınları işlevsiz kılar, hobi düzeyine indirger.

Öyleyse gelişmeye açık bir yayın içeriği oluşturmak gerekiyor.

Çünkü iyi örneklerin yaşaması hepimizin meselesi…

BİR BAŞKA YAYIN…

Tolstoy’un “mutsuz aileler birbirine benzer” demesi gibi belediyeler de bir birine benziyor.

Malum Konak Belediyesi KNK adıyla güzel bir dergi çıkarıyor.

Kış, sayı 45’e baktım.

Kış ayları Yani Şubat, tam da “Öykü Günleri” etkinliğinin yapıldığı aylardı.

Gözüm İzmir Öykü Günleri ile ilgili, bu etkinliğin tarihini anlatacak bir yazı aradı.

Malum bu yıl pandemi etkinliğin yapılamasına engel oluşturdu.

Tam da bu nedenle etkinliği anlatmanın zamanıdır.

On sekiz yıl süren bir tarihsel geçmişe sahip, İzmir Öykü Günleri…

Dergide gözüm bu etkinliği ararken “İzmir’ in kış öyküsü” adıyla kış mevsiminde çekilmiş İzmir fotoğraflarını anlatan metinle karşılaştım. Öykü Günleri yerine bir fotoğrafın çağrıştırdıklarıydı bunlar.

İçim sızladı.

Tarihsel geçmişe odaklanmayı yayın politikası yapmış bir dergi, kendi kurumundaki etkinliğin tarihine bakmayı akıl edemiyor.

Oysa bu etkinliğin kendisi başlı başına bir tarih:

Kimler gelmemişti ki bu etkinliğe; Adalet Ağaoğlu, Orhan Pamuk, Ahmet Ümit, Ataol Behramoğlu, Doğan Hızlan, Ülkü Tamer, Tarık Dursun, Osman Şahin, Ayla Kutlu, Demir Özlü, Erhan Bener, Necati Tosuner… hatta yurt dışından katılanlar…

Edebiyat ve sanat alanında aklınıza gelen hemen herkes…

İddia ediyorum, İzmir’ in dışarda tanınmasında, imajının olumlu yönde gelişmesinde Öykü Günleri gibi bir etkinliğin payı büyüktür.

Çünkü on sekiz yıl içinde binlerce entelektüel, gazeteci ve yazar bu etkinlikte yer aldı.

Bu katılanların toplumu etkileme güçlerinin ne kadar yüksek olduğu ayrı bir gerçek.

İşte kısaca durum bu iken, Knk dergisi, etkinliğin tarihini anlatmayı gereksiz görüyor, ya da farkında değil, bilmiyoruz!

Üstelik kurumun arşivinde fotoğraflar, isimler mevcutken…

Ne diyelim biri kendi evinin içini bilmiyor, diğeri olan bitenden haberdar değil.

Biz de belediye basını diye yazılar yazıyoruz..

Demiş ya ‘zor dostum zor!’.

Not: Bunları yazarken, aklıma geldi, iyi bir öykü yazarı Ahmet Büke belediyenin çalışanı olup, Sait Faik, Oğuz Atay Öykü ödülleri sahibidir aynı zamanda. Bu dergi, acaba elinin altındakini görmemek için yeminli midir?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.