Ajans Bakırçay
2020-09-16 16:45:18

Yerelde Muhalefet Eden Dostlarımız!

Salim Çetin

16 Eylül 2020, 16:45

Galiba en zor yazılarımdan birini yazıyorum.

Neden?

Çünkü sosyal medya üzerinden, ya da internet medyası üzerinden muhalefet edenlerin hemen hepsi arkadaşım, dostum. (Burada yaygın yerel medyayı ayrı tutuyorum.)

Böyle olunca söyleyeceklerim ’dostun gülü yaralar’ hesabı çok kolay başka noktalara çekilebilir. Baştan söylemeliyim benim amacım kimseyi Karalamak değil, bu zaten aklımdan bile geçmez.

Ancak eleştirilerde belli bir üslup ve düzeyin gözetilmesini hepimiz gibi benim de amacım.

İşte bu açıdan dostlarımın eleştirilerine çoğu zaman katılmadım, bu eleştirileri belediyelere yol gösteren bir nitelikte görmedim. Bunu da sosyal medyada yazdım ama bir kez burada da dile getirmek istedim.

Mesela Karşıyaka Belediyesi söz konusu olunca hemen aklıma Tufan Atakişi dostum gelir.

Onun dediklerine bakarım; çoğu eleştirisinin haklılık payı içermesine karşı yerli yerine oturmayan bir yan olduğunu söylemeliyim.

Tufan arkadaşım iyi bir İzmir araştırmacısı, İzmir üzerine araştırma kitapları olan bir kültür insanıdır.

Yıllardır kendi imkanlarıyla “İzmir İzmir Dergisi”ni yayımlamaktadır.

Kuşkusuz bu kent üzerine söyleyecek çok şeyi olanların en başında gelir.

Böyle olunca şahsen benim beklentim, daha toparlayan, kırmayan, dökmeyen bir üslupla sorularını hem belediyeyle hem de kamuoyu ile paylaşmasıdır.

Mesela belediyeden bu yılki bütçenin miktarını sorduğunda Karşıyaka Belediyesi’nin 2020 yılı için kültüre- sanata yeterli oranda bütçe ayırıp ayırmadığı konusu bu sorunun içinde olmalıdır.

Ya da katılımcı belediyecilik anlayışı içinde bütçenin orada oturan yurttaşların katılımıyla oluşturulmasının bu kente daha yararlı olacağı konusunu dile getirip, bu konuda belediyenin eksikliklerini sıralanmalıdır.

Oysa benim bütçe sorusundan çıkardığım; belediyenin gereksiz harcamalar yaptığı, hatta kaynağı belirsiz işlerde bu paraların kullanıldığıdır.

Aslında çok ağır ve itham eden sorulardır bunlar, hemen belirteyim sorulamaz mı, elbette sorulabilir.

Ama bu daha çok artık nerdeyse politikacı olmayı meslek haline getirmiş birine yakışan bir soru diye düşündüm.

Bir kültür insanına doğrusu çok yakıştıramadım.

***

Aynı durumu iyi bir akademisyen olan Oktay Gökdemir için de söyleyebilirim.

Bir ara, durmadan Buca CHP de kendisine kumpas kurulduğundan

Söz ederdi.

Bir keresinde ben de kendisine “Hocam şu enerjinizi bunlarla bitirmeyin” diye cevap yazdığımı anımsıyorum.

Geçtiğimiz haftalarda Basmane semti üzerine okuduğum yazısında nasıl da bir semti bütün güzellikleriyle anlattığına görmüş, “Bu kadar iyi bir akademisyen kendisine nasıl bu kadar kıyar?” diye hayıflanmıştım.

Hoca’nın İzmir üzerine makalelerini, kitaplarını saymıyorum bile…

***

Basmane’de Orhan Beşikçi…

He gün bu kadim semt üstüne yazar, çizer.

Milliyet’in İzmir ekindeki bu yazılarda bitmez tükenmez bir İzmir sevdası kendisini hissettirir.

Buna rağmen o da eleştirileriyle hemen her belediyenin tepkisine mazhar olanlardandır.

Çok mu kötü, değil ama ben bu dostların üsluplarını değiştirip kalemlerinin gücü

nü yapıcı olma yönde kullanmalarını isterim.

***

Alirıza Avcan…

Mülkiye mezunu, yerel yönetimleri bilir.

Yıllardır bu konularda araştırma yapar.

Bu birikimini “Kent Stratejileri Merkezi” adıyla kurduğu internet portalına taşıdı.

Aslında her kent için olması gereken bir tartışma alanı.

Kentte olan her şeyi; özellikle daha çok mimari alanlardaki olan bitenin işleneceği bir internet haber portalı.

Böyle bir portalın oluşturulma aşamasında Avcan’a çok yararlı olacağından söz etmiş, hatta birkaç yazı da yazmıştım.

Düşünsenize kentte olan her şeyin işlendiği içinde eleştirinin de olumlu işlerin de yer aldığı bir portal…

Hazır İzmir Modeli tartışmaları yapılıyor iken…

İzmir’in muhalif ama aynı zamanda yaratıcı farklılığını ortaya koyan çalışmaları önceleyen… 

Ne oldu dersiniz?

Bu portal sadece belediyeleri eleştirme merkezine dönüştürüldü ve ortaya her şeye karşı müzmin bir muhalif eda çıktı.

Böylece de portalın insanların ortak tartışma alanı olma özelliği ve içerdiği kamusal yarar ortadan kalktı.

***

Şimdi bir örnek:

Mesela Büyükşehir Belediye başkanının otobüsle, vatandaşlar arasında seyahat ederken çekilmiş bir fotoğrafı vardı.

Hatırlar mısınız?

Hemen fotoğrafa eleştiriler başladı; bu kurgudur, piar için yapılmış bir şeydir, diye cepheden saldırıya geçildi.

Kurgu ya da piar olabilir mi, olabilir…

Kurgu da olabilir, ama en azından olumlu bir düşünce var burada.

Halka şirin gözükmek isteyen bir başkan profili çizilmek isteniyor.

Neresi kötü bunun.

Bunun daha iyi yapılmasını içeren, bol örnekli bir yazıyı hem Tufan Bey’ den, hem A.Avcan’ dan beklerdim doğrusu.

Başkanın bu niyeti samimi değilse zaten eninde sonunda ortaya çıkar…

Ama daha başında…

Ben olsam bekler, bu anlayışı doğrulamayan bir eylem üzerine eleştirilerimi sıralardım.

Bütün bunlara karşın bu dostlar bu kentin esas itibariyle zenginliğidir.

Herkesin benim gibi iyi niyetle baktığı bir dünyada son sözü en önce söyleyen böyle dostlara ihtiyaç yok mu?

Var, bence.

itiraf edeyim ki her şeye benim gibi olumlu bakanların da çok baktığı pencerenin çok doğru olmadı söylenebilir.

Yorumlar (1)

Mutlu selçuk 4 Yıl Önce

Ak partinin yaptıklarına ses çıkaramayanlar,en kolay yolu seçiyor vurun abalıya,kendi ayağına sıkmak deyimi tamda budur!!!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.